
Oysa kariyerimizde, özel hayatımızda ya da içsel yolculuğumuzda bir adım atmak istiyorsak, bu yatırım tam da kendimize olmalı. Çünkü ne zaman bir değişiklik ihtiyacı duysak, elimizde olan tek şey “biz” oluyor.
Koçluk tam da bu noktada devreye giriyor. Koçluk, bozuk bir şeyi tamir etmek değil; zaten içimizde var olan potansiyeli ortaya çıkarmakla ilgilidir. Kendine güvenmek doğuştan gelen bir yetenek değil; zamanla geliştirdiğimiz bir kas gibidir. Bu kası güçlendirmek içinse bazen bir yol arkadaşına, yani bir koça ihtiyaç duyarız.
Koçluk süreci, kişinin içsel gücünü keşfetmesini, ne istediğini netleştirmesini ve hayatına yön vermesini sağlar. İşini değiştirmek isteyen, kariyerinde yolunu kaybetmiş hisseden, liderliğe adım atmak isteyen ya da sadece daha tatmin edici bir yaşam arayan herkes için güçlü bir araçtır.
Peki süreç nasıl işliyor?
İlk adım, bir tanışma görüşmesi. Sonra beraberce hedefleri netleştiriyor, engelleyici inançları belirliyor ve küçük ama istikrarlı adımlarla ilerliyoruz. İletişim becerilerini geliştirmekten kişisel marka oluşturmaya kadar pek çok başlıkta çalışıyoruz. Sonuçta, kişi kendini daha net tanıyor, kararlarında daha kararlı oluyor ve yoluna daha emin adımlarla devam ediyor.
Hayat kısa, ertelemeye gerek yok. “Doğru zaman” diye bir şey belki de hiç olmayacak. Bugün yaşadığınız sıkışmışlık hissi, dönüşüm için en doğru işarettir.
Unutmayın, her şey küçük bir adımla başlar. Belki bu yazı sizin o ilk adımınız olur.