
Basel’de Herbstmesse’de de, St. Gallen’deki OLMA’da da tezgâhların arasında tatlı baharat kokuları dolaşıyor. Bu koku, üzeri şeker kaplı küçük bir İsviçre çöreği olan Magenbrot’a ait.
Luzern kantonundaki Meyer ailesi için ise bu tatlı bir geleneğin, nesilden nesle aktarılan bir aile hikâyesinin parçası. Magenbrot Profil fabrikasında, sonbahar fuarlarının yoğun döneminde çalışan sayısı 6’dan 20’ye kadar çıkıyor ve her yıl yaklaşık 300 ton Magenbrot üretiliyor. Ürünler tüm İsviçre’deki pazar ve festivallere gönderiliyor.
Amonyak kokusu normal: Geleneksel tarifin parçası
Üretim atölyesine girenleri keskin bir amonyak kokusu karşılıyor. Bu, tarifin doğal bir sonucu: amonyak, hamuru kabartmak için kullanılıyor ve pişerken buharlaşarak havaya karışıyor.
Bir aile geleneği
Şirketin üçüncü kuşak yöneticilerinden Céline Meyer için Magenbrot sadece bir ürün değil, çocukluk anılarının bir parçası.
“Her partiden tadıyorum, günde dört ya da beş parça. Bazen sabah 05.30’da biraz zor oluyor, şeker için erken,” diye gülüyor. “Ama bu benim en sevdiğim ürün. Sonbahar tatillerinde çocukken hep fırına yardım ederdik.”
Aile, 1971’den beri Magenbrot üretiyor. Büyükbaba Meyer önce normal bir fırın işletiyordu, daha sonra uzmanlaşmış küçük bir Magenbrot üretim yerini devraldı. Tarifi zaman içinde geliştirildi ve bugün kesin formülü yalnızca üç kişi biliyor.
Magenbrot’un imzası: özel şeker kaplaması
Bir günlük dinlenmeden sonra hamur uzun rulolar hâline getiriliyor, pişiriliyor ve küçük parçalara kesiliyor. Parçalar ardından büyük bir döner tambura alınıyor ve şeker, kakao ve çikolata karışımı özel bir kaplamayla kaplanıyor.
“Çamaşır makinesi gibi,” diyor Céline Meyer. Kaplama ne az olmalı ne fazla: azsa yapışıyor, çoksa kırılıyor. Bu tamamen ustalık ve gözle karar verilen bir süreç.
Yaklaşık 40 derece sıcaklıktaki parçalar daha sonra spiral bir soğutma bandında bir saat dinleniyor, ardından kurutulup paketleniyor. Sonbahar fuarları zamanı üretim hızı zirveye çıkıyor: günde üç ton.
Her yerde aynı: Pembe ambalaj
Fabrika Magenbrot’un yanı sıra karamel, kavrulmuş badem ve armutlu ekmek de üretiyor. Ama tezgâhların yıldızı hep aynı: pembe külah içinde satılan Magenbrot.
“Neden pembe olduğu kimse bilmiyor,” diyor Céline Meyer. “Belki bir kişi bir gün böyle başlattı ve gelenek oldu. Bugün insanlar tezgâhlarda pembe poşeti arıyor.”
Magenbrot adı –Almanca’da “mide ekmeği” anlamına geliyor– eskiden baharatların sindirime iyi geldiğine inanılmasından kaynaklanıyor. Günümüzde ise bu küçük çörek, sonbaharın ve çocukluğun yoğun aromalarını taşıyan bir İsviçre klasiği olarak yoluna devam ediyor.







