
Adımız, soyadımız, doğum tarihimiz, telefon numaramız, e-posta adresimiz, hatta sosyal medya hesaplarımız bile birlikte bir “dijital kimlik” oluşturuyor. Ne yazık ki bu bilgiler, internet üzerinde her zamankinden daha savunmasız durumda. Kimlik bilgilerinin sızdırılması ve kötü niyetli kişiler tarafından kullanılması artık yalnızca bir ihtimal değil, sık sık karşılaşılan bir gerçek.
Son yıllarda dünya genelinde milyonlarca insan, farkında bile olmadan dolandırıcılık mağduru oldu. Basit bir örnek: Bir alışveriş sitesine kayıt olurken kullandığınız e-posta ve şifre, siber korsanların eline geçtiğinde, aynı şifreyi kullandığınız diğer hesaplara erişmeleri bir saniyelerini bile almıyor. Bu yöntem “kimlik doğrulama zinciri kırılması” olarak biliniyor ve dijital güvenliğin en zayıf halkasını oluşturuyor. Dahası, Türkiye’de ve Avrupa’da zaman zaman büyük şirketlerin veri tabanlarının hacklenmesi sonucu kimlik numarası, adres veya telefon bilgileri kara borsada satılabiliyor. Bu da sahte hat açma, banka hesabı açarak kara para transferi yapma gibi ciddi suçlarda masum vatandaşların isminin kullanılmasına yol açıyor.
Peki, bu kadar büyük bir risk karşısında birey olarak ne yapabiliriz? İlk adım farkındalık. İnternette bıraktığımız her izin bir gün aleyhimize kullanılabileceğini bilmek zorundayız. Dijital temizlik kavramını hayatımıza sokmalıyız: Kullanmadığımız hesapları kapatmak, güçlü ve farklı şifreler oluşturmak, iki aşamalı doğrulama kullanmak artık tercih değil zorunluluk. Kimlik numarası gibi kritik bilgileri ise hiçbir kurum talep etmeden paylaşmamak gerekiyor. Ayrıca bankacılık işlemlerinde gelen sahte SMS ve e-postalara karşı dikkatli olmalı, şifrelerimizi hiçbir koşulda üçüncü kişilerle paylaşmamalıyız.
Devlet kurumları ve şirketler de veri sorumluluğunu ciddiye almak zorunda. Avrupa’daki GDPR ya da Türkiye’deki KVKK gibi yasalar, kişisel verilerin korunmasını bir hak olarak tanımlıyor; ancak uygulamada hâlâ büyük boşluklar olduğu ortada. Kurumların güvenlik yatırımlarını artırması ve veri ihlallerinde şeffaf davranması artık bir etik zorunluluk.
Unutmayalım, dijital çağda güvenlik sadece teknik bir mesele değil; aynı zamanda toplumsal bir bilinç meselesidir. Kimlik bilgilerimizi korumak, geleceğimizi korumaktır.