
İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında, mahkeme Ergenç’e 1 yıl 10 ay 15 gün, Kocaoğlu’na ise 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Ancak her iki isim için de "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" (HAGB) kararı alındı.
Dava süreci, ID İletişim’in sahibi olan menajer Ayşe Barım’ın Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından biri olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında başladı. Ergenç ve Kocaoğlu’nun bu süreçte tanık sıfatıyla verdikleri ifadelerin çelişkili olduğu öne sürüldü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, her iki sanatçının da Gezi davası sanıklarından Memet Ali Alabora ile hiçbir irtibatlarının olmadığını söyledikleri ancak 2013 yılına ait baz istasyonu sinyalleri ve fotoğraflarla bu beyanların çeliştiği belirtildi.
İddianamede, Halit Ergenç ile Alabora arasında 2013 yılında 12 kez telefon trafiği olduğu, ayrıca Alabora’nın 31 Mayıs 2013’te Rıza Kocaoğlu’nu aradığı, protestolar sırasında iki oyuncunun Alabora ile birlikte yürüdüklerine dair fotoğrafların bulunduğu kaydedildi.
Duruşmada savunma yapan Halit Ergenç, yalan söylemediğini belirterek, “Orada benim tanık olarak ifademe başvuruldu. Samimiyet göreceli bir kavram. Sektörde birçok kişiyle pozlarımız olabilir ama bu samimiyet anlamına gelmez. Sosyal medyada yayınlanan bazı fotoğraflarla ilgili keşke o zaman dava açsaydım, çünkü akıl almaz iddialar ortaya atıldı. Benim herhangi bir kastım yoktu ve suçun unsurları oluşmadığı için beraatımı talep ediyorum” dedi.
Kararın ardından morali bozulan Ergenç, “Yalan söyledim yani?” diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Mahkemenin itiraz hakkını hatırlatması üzerine ise “İtiraz edeceğiz” yanıtını verdi.
2005’te yürürlüğe giren HAGB uygulaması kapsamında, 2 yıl veya altındaki hapis cezaları belirli şartlarla ertelenebiliyor. Eğer sanıklar 5 yıl içinde benzer bir suç işlemezse, dava tamamen düşmüş sayılıyor.
Gezi Parkı protestolarına ilişkin ana davada, aralarında iş insanı Osman Kavala’nın da bulunduğu sekiz kişi mahkûm edilmişti. Kavala, "cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılırken, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater ve diğer sanıklar 18’er yıl hapis cezası aldı. Yurt dışında bulunan Memet Ali Alabora, Can Dündar ve diğer bazı sanıkların dosyaları ise ayrılmıştı.
Menajer Ayşe Barım da, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme” suçlamasıyla Şubat ayında tutuklanmış ve hakkında 30 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.