
Erdoğan, Macaristan ile Türkiye arasındaki derin bağlardan, Suriye’ye yönelik uluslararası yaptırımların kaldırılmasına kadar pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu.
"Macaristan ile tarihi dostluğumuz ve yakın iş birliğimiz var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan’ın Avrupa Birliği (AB) üyesi olmasının yanı sıra Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci statüsünde bulunmasının önemine değindi. Erdoğan, “Macaristan ile köklü bir dostluğa sahibiz ve yakın iş birliği halindeyiz. Macaristan Başbakanı Sayın Viktor Orban ile ilişkilerimiz çok iyi düzeyde. Son yıllarda attığımız adımlarla Türkiye ile Macaristan arasındaki bağları güçlendirme yolunda ciddi bir mesafe kat ettik,” dedi.
Liderler düzeyindeki diyaloğun olumlu ilerlediğini belirten Cumhurbaşkanı, Macaristan’ın teşkilat bünyesinde gözlemci ülke olarak ilk kez bir toplantıya ev sahipliği yapmasının tarihi bir adım olduğunu vurguladı. Erdoğan, “Macaristan'ın AB üyesi olması ve TDT’de gözlemci olması bizim açımızdan büyük bir zenginlik. Bu tür toplantılar, iki ülke ilişkilerini daha da pekiştiriyor,” ifadelerini kullandı.
Macaristan’ın Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinde en güçlü destekçilerden biri olduğunu belirten Erdoğan, iki ülkenin hayvancılık, enerji, tarım, savunma sanayi ve küçük-orta ölçekli işletmeler (KOBİ) alanlarında mevcut anlaşmalar çerçevesinde iş birliğini daha da geliştirme kararlılığı taşıdığını aktardı. Erdoğan, “Macaristan'ın verimli ovaları ve yaylaları, özellikle hayvancılıkta ciddi bir sıçrama yapmalarına olanak tanıyor. NATO çatısı altında da birlikte çalışıyor, savunma sanayiinde somut projelerle ilişkilerimizi derinleştiriyoruz,” dedi.
"Trump ile görüşmemizde Suriye yaptırımlarına özel olarak odaklandık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile Körfez turunun ilk ayağı olan Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da çevrim içi olarak düzenlenen zirveye katıldıklarını, öncesinde de telefonla görüştüklerini belirtti. Erdoğan, “Sayın Trump'la yaptığımız telefon görüşmesinde Suriye’deki yaptırımların kaldırılması konusuna özel olarak değindik. Ardından Trump Riyad’a gitti ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın da katıldığı toplantıya biz de çevrimiçi olarak iştirak ettik,” dedi.
Bu toplantıda oluşturulan vizyonun, Türkiye ile ABD ve AB arasında yürütülen dışişleri düzeyindeki temaslarla hayata geçirildiğini belirten Erdoğan, “ABD’nin deklarasyonunun ardından Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi de Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırıldığını açıkladı. Bu gelişmeler, Suriye'nin bölgesel istikrara kavuşması adına son derece kıymetli adımlar. Aynı zamanda yürüttüğümüz yapıcı ve çok katmanlı diplomasinin nasıl etkili sonuçlar ürettiğini de ortaya koyuyor,” şeklinde konuştu.
"YPG ve PKK ile ilgili süreci dikkatle izliyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, YPG meselesine dair yürütülen çok yönlü diplomatik süreç hakkında da değerlendirmelerde bulundu. “YPG'nin elinde uzun süredir tuttuğu DEAŞ’lı tutuklular konusu Amerikalılar, Iraklılar ve Suriye yönetimiyle oluşturulan ortak bir komite tarafından ele alınıyor. Kamplarda yaşayan sivillerin, özellikle kadın ve çocukların durumları masaya yatırılıyor,” dedi.
YPG'nin Türkiye’nin çağrılarına mı yoksa Şam’da yapılan 8 Mart Mutabakatı'na mı sadık kalacağı sorusuna da değinen Erdoğan, “PKK'nın silah bırakma ve fesih süreci, örgütün Suriye kolunu da içine alıyor. Ankara ve İran’dan gelen çağrıların, 8 Mart mutabakatına olan desteği artırdığı görülüyor. YPG şu anda geçiş süreci ve yeni bir yön arayışı içerisinde. Bu süreçte atılacak adımlar belirleyici olacak,” dedi.
Şam yönetiminin süreci yakından takip etmesinin hayati olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Şu anda konuşulması gereken pek çok başlık var. Şam yönetiminin bu konulara yoğunlaşması gerekiyor. Özellikle El Hol kampındaki kadın ve çocukların büyük bölümü Suriye ve Irak vatandaşı. Bu kişilerin sorumluluğunun ilgili ülkelerce üstlenilmesi gerekiyor. Bu mesele çözüldükçe YPG'nin etkisi azalacak ve Suriye ordusuna entegrasyon daha kolay gerçekleşecektir,” dedi.
"Riyad Zirvesi Türkiye’nin kilit rolünü bir kez daha ortaya koydu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası krizlerde oynadığı yapıcı rolün Riyad’daki zirvede bir kez daha görüldüğünü belirterek, “Ülkemiz bu tür kritik süreçlerde katkısı aranan, etkili bir aktör olduğunu göstermiştir. Çok boyutlu diplomasi anlayışımızın meyvelerini toplamaya devam ediyoruz,” açıklamasında bulundu.