Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Uzmanlar uyarıyor
İngiltere'de verem neden yeniden artışta?
Dünyanın en ölümcül bulaşıcı hastalıklarından biri olan verem, İngiltere'de hem yerli halk hem de göçmenler arasında yükselişe geçti. 2023 yılında vaka sayısı yüzde 13 oranında arttı.

Anja Madhvani, 2018 yılında İngiltere’den Fas’a gidip bir ultramaratona katıldığında zaten hasta olduğunu bilmiyordu. Yeterince beslenemiyor, geceleri ateşi çıkıyor ve kanlı öksürük yaşıyordu. Zamanla halüsinasyonlar görmeye başladı.

Yarışı tamamladıktan sonra İngiltere’ye döndü. Önce grip, sonra göğüs enfeksiyonu tanısı kondu. Ancak daha sonra yapılan testler, esas sorunun tüberküloz olduğunu ortaya çıkardı. Böylece Madhvani, o yıl dünya çapında bu hastalığa yakalanan 6,9 milyon kişi arasına katıldı.

Hastalığı atlatması 11 gün izolasyon, bir yıl boyunca ilaç tedavisi ve ardından kendini toparlaması için bir yıl daha gerektirdi.

Leeds’te etkinlik yöneticisi olan Madhvani, “İyileşme süreci çok yavaş ilerledi. İçimde ölümcül bir hastalıkla yaşadığımı bilmiyordum ve bu duygular hala tam olarak geçmedi,” diyor.

Verem hâlâ ölümcül bir tehdit

1.yüzyılda İngiltere’de ölümlerin dörtte birine neden olan verem, günümüzde hâlâ dünya genelinde en çok can alan bulaşıcı hastalık konumunda. 2023 yılında tahminen 1,25 milyon kişi verem nedeniyle hayatını kaybetti. Özellikle Güneydoğu Asya, Afrika ve Batı Pasifik’te yaygın olan bu hastalık, yoksullukla ilişkilendirildiği için “sosyal bir hastalık” olarak da anılıyor.

COVID-19 pandemisinin ardından tıbbi hizmetlerdeki aksamaların etkisiyle, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde verem yeniden görülmeye başladı. Uzmanlar, bunun sadece verem değil, diyabet gibi diğer sosyal kökenli hastalıklar açısından da bir uyarı niteliğinde olduğunu söylüyor.

Liverpool Tropikal Tıp Okulu’ndan Dr. Tom Wingfield, veremin “yoksulluğun en tipik hastalığı” olduğunu ve diğer sağlık sorunları için bir işaretçi görevi gördüğünü belirtiyor.

Vakalar rekor seviyede

İngiltere’de 2023 yılında 5.480 verem vakası bildirildi. Bu, bir önceki yılki yüzde 11’lik artışın ardından gelen ve 1971’den bu yana kaydedilen en büyük yıllık artış oldu.

Doğu Londra’daki bir klinik, sadece geçen yıl 294 hasta tedavi etti ve bu artış nedeniyle 4,63 milyon sterlinlik yeni bir verem merkezi açılması planlanıyor.

Verem bakterisi, akciğerlerde uzun süre uykuda kalabiliyor ve yıllar sonra beyin ya da omurga gibi hayati bölgelere saldırabiliyor. Halihazırda sadece çocuklarda koruma sağlayan bir aşı mevcut, yetişkinler için etkili bir aşı henüz yok.

Yeni vakaların çoğunluğu İngiltere'ye gelmeden yıllar önce enfekte olmuş göçmenlerde tespit ediliyor. Ancak 2012’den bu yana düşüşte olan vakalar, son iki yılda İngiltere doğumlular arasında da yükselmeye başladı. İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’da da benzer artışlar gözlemleniyor.

Uzmanlara göre bu artış, kısmen pandemi döneminde geciken teşhislerin sonucu. Ancak hikâyenin tamamı bu değil. Evsizlik, yetersiz beslenme, kalabalık ortamlarda yaşama, geçmişte hapis yatma ya da madde bağımlılığı gibi faktörler de riskleri artırıyor.

Mücadelede yeni adımlar planlanıyor

İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı, bu ay başında uzmanlardan veremin önlenmesi, teşhisi ve kontrolü için hazırlanan yeni beş yıllık strateji planını değerlendirmelerini istedi.

Planın hedefleri arasında tanıdaki gecikmeleri azaltmak, daha fazla kişiyi test etmek, sağlık personelini semptomlar konusunda eğitmek ve hastaların tedavi süreçlerini tamamlama oranını artırmak yer alıyor.

Bununla birlikte Sommerfield, özellikle riskli gruplar için sağlık hizmetlerine nasıl ulaşılabileceği konusunda kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarına yeterince kaynak ayrılıp ayrılmayacağının belirsiz olduğunu söylüyor.

UKHSA yetkilisi Dr. Esther Robinson, veremin ciddi bir halk sağlığı tehdidi olduğunu belirterek, inatçı ve balgamlı öksürüğü olanları test yaptırmaya çağırdı.

Dr. Wingfield ise özellikle yeni gelen göçmenlerin daha kapsamlı taranması gerektiğini, şu an çok az sayıda kişinin teste tabi tutulduğunu ve göçmenleri işe alan firmaların bu sürece destek olması gerektiğini savunuyor.

Ayrıca verem hastalarının sosyal ve ekonomik durumlarına dair daha fazla veri toplanması gerektiğini, böylece ihtiyaç duyan kişilerin barınma ve gıda gibi destek hizmetlerine yönlendirilmesinin mümkün olacağını ifade ediyor.

Ruh sağlığına destek eksik

Anja Madhvani, verem tedavisini tamamladıktan sonra hastalara yönelik psikolojik destek eksikliğine dikkat çekiyor. “Sistem bu sürecin ne kadar korkutucu ve yalnızlaştırıcı olduğunu anlamıyor. Tedavi bitince hayat kaldığı yerden devam etmiyor,” diyor.

Erken teşhis, hayat kurtarıyor

İngiltere’de ilaçlara dirençli verem vakalarının az olması olumlu bir gelişme. Ancak ilaç direnci, tedaviye zamanında erişimin zor olduğu ülkelerde daha büyük bir sorun.

Tedavi sürecinde kullanılan ilaçlar, ciddi yan etkiler gösterebiliyor ve hastaların aylarca her gün ilaç kullanması gerekiyor.

Sommerfield, “İyi bir sağlık sistemimiz var ama asıl mesele, hastaları yeterince erken tespit edebilmek,” diyor.

Bazı kişilerde verem bakterisi vücuda girdikten sonra yıllarca etkisiz kalabiliyor. Bu nedenle erken teşhis büyük önem taşıyor. Madhvani'nin çevresindeki bazı kişiler de bu hastalık nedeniyle etkilendi. Annesi hâlâ sağlık sorunları yaşıyor. Başka bir kişi ise ilaç tedavisini yarıda bıraktıktan sonra hastalığa yakalandı.

Madhvani, “Veremin ne kadar ciddi bir hastalık olduğunu çoğu insan fark etmiyor. Seyahat ediyor olmanız ya da maddi durumunuzun iyi olması önemli değil. Bu hastalıkla temas ettiğinizde risk altındasınız,” diye uyarıyor.

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Haberler
Yükleniyor
Yükleniyor
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video