
Kadınlar daha uzun yaşıyor ama daha az sağlıklı
Kadınların doğumda beklenen yaşam süresi 85.4 yıl, erkeklerin ise 81.6 yıl. Ancak sağlıklı geçirilen yıllar açısından fark oldukça az: Kadınlar ortalama 72.1 yıl, erkekler ise 71.8 yıl sağlıklı bir yaşam sürebiliyor. Bu da kadınların ekstra yaşadığı yılları sıklıkla fiziksel sorunlar, özellikle de sırt ve bel ağrıları ile geçirdiğini gösteriyor.
- Kadınların %55’i en az bir kronik hastalıkla yaşıyor (erkeklerde bu oran %44).
- Kadınların %50’si belirli vücut ağrılarından şikayetçi (erkeklerde %40).
Erkeklerin yarısı fazla kilolu
Erkeklerin sağlığa dair en belirgin sorunu ise aşırı kilo. Araştırmaya göre İsviçre’deki erkeklerin %52’si fazla kilolu veya obez. Kadınlarda bu oran %34. Buna rağmen kadınlar, erkeklerden daha fazla oranda kendi kilolarından memnun değil: Kadınların %28’i vücut ağırlığı konusunda memnuniyetsizlik yaşarken, erkeklerde bu oran %23.
Sigara kullanımında fark azalıyor
2022 yılında erkeklerin %27’si, kadınların ise %21’i sigara içiyordu. Bu fark geçmişe kıyasla daralmış durumda. 1992’de cinsiyetler arasındaki sigara kullanım farkı 13 puanken, bugün 6 puana inmiş durumda. 15–24 yaş grubunda ise kadın ve erkeklerin neredeyse eşit oranda sigara kullandığı görülüyor (erkekler %26, kadınlar %25).
Psikolojik sorunlar kadınlarda daha yaygın
Kadınlar, erkeklere kıyasla çok daha fazla depresyon belirtisi bildiriyor. Araştırma sonuçlarına göre:
- Kadınların %12’si, erkeklerin ise %8’i, orta ila ağır depresyon belirtileri taşıyor.
- 15–24 yaş arası genç kadınlarda bu oran %26’ya kadar çıkarken, erkeklerde aynı yaş grubunda %13.
Ayrıca kadınların %14’ü, psikolojik sorunlar nedeniyle tedavi gördüğünü belirtirken, bu oran erkeklerde sadece %4. BFS, bu farkların ergenlikte başladığını ve yaş ilerledikçe sürdüğünü belirtiyor. Bu durumun hem biyolojik (hormonel) hem de psikososyal faktörlerden kaynaklandığı ifade ediliyor.
Elde edilen veriler, İsviçre’de cinsiyete göre sağlık sorunlarının farklılaştığını açıkça ortaya koyuyor. Erkeklerin fiziksel sağlık açısından daha riskli alışkanlıklara sahip olduğu, kadınların ise daha fazla ağrı ve psikolojik yükle mücadele ettiği görülüyor. Uzmanlara göre, sağlık politikalarının bu farklılıkları göz önünde bulundurarak şekillendirilmesi, toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyor.