
Bu ölümlerin büyük bir kısmı, kalp hastalıkları, kanser, diyabet ve kronik solunum hastalıkları gibi bulaşıcı olmayan rahatsızlıklardan kaynaklanıyor.
Rapor, bu hastalıkların virüslerden değil, çoğunlukla önlenebilir yaşam tarzı faktörlerinden kaynaklandığını vurguluyor. Tütün kullanımı, alkol tüketimi, sağlıksız beslenme, yüksek tansiyon, obezite ve fiziksel hareketsizlik en önemli risk unsurları olarak öne çıkıyor. Bu faktörler, ölümlerin %60’ından sorumlu tutuluyor. Ayrıca, zamanında ve uygun sağlık hizmetlerine erişimle bu ölümlerin %40’ının engellenebileceği belirtiliyor.
COVID-19 salgınının bu alandaki ilerlemeleri yavaşlattığına dikkat çekilen raporda, nüfusun yaşlanması ve obezite oranlarındaki artışın önümüzdeki yıllarda bulaşıcı olmayan hastalıkların yükünü daha da artıracağı ifade ediliyor.
DSÖ Avrupa Bölgesi’ni oluşturan 53 ülkeyi kapsayan analizde, 70 yaş altı erkeklerin beşte biri ve kadınların onda biri bu tür nedenlerle hayatını kaybediyor. DSÖ Avrupa Direktörü Hans Henri Kluge, bu durumun göz ardı edildiğini belirterek, “Bu hastalıklar bir virüs olsaydı, dünya çoktan alarma geçerdi” dedi.
Rapor, ülkeler arasındaki sağlık eşitsizliklerinin derinleştiğini ve son yıllarda tütün kullanımı, obezite, diyabet ve yüksek tansiyon gibi konularda farkların arttığını da ortaya koydu. Buna karşın hava kirliliği ve genel ölüm oranları konusundaki farkların bir miktar azaldığı gözlemlendi.
Belçika, Danimarka, Estonya, İsrail, Kazakistan, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, İsveç ve İsviçre gibi ülkeler, 2010’dan bu yana bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan erken ölümleri en az %25 oranında düşürmeyi başardı. Bu ülkeler, hem risk faktörlerini azaltmaya hem de sağlık sistemlerini güçlendirmeye yönelik etkili adımlar attı.
Rapor, ülkelerin Eylül ayında New York’ta düzenlenecek olan ve bulaşıcı olmayan hastalıkların tartışılacağı Birleşmiş Milletler zirvesine hazırlandığı bir dönemde yayınlandı. Zirvenin, temel sağlık hizmetlerine erişim, ruh sağlığı ve ticari yapıların halk sağlığı üzerindeki etkileri gibi başlıkları ele alması bekleniyor.
Kluge, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bu hastalıkların toplumlarımız üzerindeki ağır yükü kader değil. Durumu tersine çevirmek elimizde.”