
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin (ECDC) verilerine göre, ekim ortası itibarıyla grip benzeri belirtiler gösteren kişi sayısı hâlâ düşük olsa da, yılın bu döneminde çoğu ülkede artış gözlemleniyor. Avrupa’da grip sezonu genellikle kasım ortasından mayıs sonuna kadar sürüyor; ancak COVID-19 pandemisi sonrası mevsimsel eğilimlerde değişiklikler olabileceği belirtiliyor.
Amsterdam Üniversitesi Tıp Merkezi profesörü ve Avrupa Grip Bilimsel Çalışma Grubu (ESWI) başkanı Colin Russell, önceki sezonun alışılmadık derecede büyük geçtiğini ve geçen yıl normalden daha kısa süren grip sezonunun ardından bu yılın farklı olabileceğini ifade etti.
ECDC’nin izlediği 11 ülkede şu anda sporadik grip vakaları rapor ediliyor. İngiltere’de ise özellikle çocuklar arasında grip belirtilerinin erken dönemde artış gösterdiği bildirildi.
İtalya’daki Pavia Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu Direktörü Dr. Anna Odone, grip sezonunun şiddetinin üç faktöre bağlı olduğunu vurguladı: savunmasız bireylerin sayısı, o yıl yayılan virüs türü ve çevresel koşullar. Örneğin, uzun ve soğuk bir kış, insanların kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirmesine ve virüsün daha hızlı yayılmasına neden olabiliyor.
Yetkililer, okullar, yaşlı bakım tesisleri ve hapishaneler gibi insanların yakın temas halinde olduğu yerlerdeki erken grip belirtilerini takip ederek sezonun başlangıcını belirlemeye çalışıyor. Ayrıca, hangi grip türlerinin baskın olacağı da dikkatle izleniyor. Geçen yıl Avrupa’da influenza A’nın H1 ve H3 türleri ile influenza B/Victoria öne çıkmıştı.
Dünyanın diğer bölgelerinden de erken sinyaller geliyor. Avustralya ve Yeni Zelanda’da H3N2 türü influenza A, kış sonuna doğru artış gösterdi. Japonya ise sezonun başlangıcından yaklaşık beş hafta önce grip salgını ilan etti. Yine de Avrupa’da hangi türlerin baskın olacağını kesin olarak söylemek için henüz erken olduğu vurgulanıyor.
Russell, şu anda “bekle ve gör” modunda olduklarını belirtti.
Uzmanlar, grip genellikle genç ve sağlıklı kişiler için ciddi sağlık sorunlarına yol açmasa da, RSV, pnömoni ve COVID-19 gibi diğer solunum yolu hastalıklarıyla birlikte ciddi riskler oluşturabileceğini hatırlatıyor. Avrupa’da her beş kişiden biri kış aylarında gribe yakalanıyor ve bu durum yılda yaklaşık 27.600 ölüme neden oluyor.
Gripten korunmanın en etkili yolu ise aşılanmak. Aşı her yıl güncelleniyor çünkü bağışıklık zamanla azalıyor ve influenza virüsü değişime uğruyor. Ancak son yıllarda Avrupa’da hem grip hem de rutin çocukluk aşıları için aşılama oranlarının düştüğü bildirildi. ECDC, bu durumu “endişe verici” olarak nitelendiriyor.
Aşılama oranlarının düşük kalması, yaklaşan grip sezonunu daha sert ve riskli hâle getirebilir. Avrupa genelinde AB’nin hedeflediği grip aşısı kapsama oranı yüzde 75 iken, geçen yıl çoğu ülke yüzde 50’nin altında kaldı. En yüksek kapsama oranları Danimarka (yüzde 76), İrlanda (yüzde 75), Portekiz (yüzde 71) ve İsveç’te (yüzde 68) görüldü.
Dr. Odone, grip aşılamasının sosyal ve siyasi etkilerinin olduğunu ve yüksek kapsama oranlarına ulaşmanın kolay olmadığını belirtti. ECDC sözcüsü de, halkın güveninin artırılması, erişimin kolaylaştırılması ve ebeveynlerin aşılamanın önemi konusunda iyi bilgilendirilmesinin kritik olduğunu vurguladı.







