Dava sayılarının son iki yılda ortalama yüzde 15'lik bir artışı işaret ettiği Zürih kantonunda, ortaya çıkan rakamların kantonal nüfus büyümesinin çok üzerinde olduğu açıklandı.
Dr. Andreas Eckert, Oberstaatsanwaltschaft'ın başındaki isim, mevcut durumu “Her bir savcı başına yılda 90 ila 100 dava düşüyor, bu kabul edilebilir bir yük değil,” şeklinde açıklıyor. Artan dava yükü, savcılığın kapasitesini zorluyor ve mevcut kaynaklarla bu durumun sürdürülebilir olmadığı vurgulanıyor.
Ek Kaynaklara Rağmen Açık Davalar Artıyor
Savcılık, eklenen personel kaynakları sayesinde geçen yılki davalardan yüzde 2,2 daha fazlasını sonuçlandırmayı başardı. Ancak, yıl sonunda hâlâ çözüm bekleyen dava sayısında yüzde 11,3'lük bir artış oldu. Bu durum, yargı sistemindeki mevcut zorlukları gözler önüne seriyor.
Gelecekteki Stratejiler ve Dijital Suçlar
Eckert, geleceğe yönelik planlarından bahsederken, "Belirli vakaları önceliklendirip, daha az ciddiye aldığımız bazı davalardan vazgeçmemiz gerekebilir," diyor. Bu, örneğin komşuluk kavgaları gibi daha az ciddi davalarda gecikmelere yol açabilir.
Artan iş yükünün nedenlerinden biri de dijital suçlardaki artış. Eckert, "Suçlular için dijitalleşme, anonim kalmalarını ve izlerini kaybettirmelerini kolaylaştırıyor. Bu da bizim işimizi zorlaştırıyor," diye ekliyor. Uluslararası boyutta işlenen suçlar ve bunlarla ilgili yargı süreçleri de giderek karmaşık bir hâl alıyor.
Dijitalleşmenin Getirdiği Zorluklar
Savcılık, dijitalleşme sürecinde yaşanan geçiş döneminin getirdiği zorluklarla da mücadele ediyor. Yeni sistemler kısa vadede iş yükünü artırırken, uzun vadede işleri kolaylaştırmayı hedefliyor. Ancak bu süreç, beklenenden daha fazla zaman ve kaynak gerektirebiliyor.
Zürih savcılığı, artan dava yükü ve karmaşıklaşan suç tipleri ile mücadelede, daha fazla kaynak ve yeni stratejilere ihtiyaç duyduğunu açıkça ifade ediyor. Savcılığın kapasitesi zorlanırken, adaletin hızlı ve etkili bir şekilde tecelli etmesi için altyapının güçlendirilmesi şart görünüyor.