Luzern şehir koşusunun yöneticisi Andreas Grüter, "2021'den bu yana katılım sürekli artıyor. Geçen yıla göre katılımcı sayısında %20'lik bir artış yaşadık," dedi. Aile kategorilerinin etkinlikten on gün önce tükendiğini belirtti.
Diğer Şehirlerde de Koşu Heyecanı Yüksek
Bu ilgi sadece Luzern ile sınırlı değil. Zürih Maratonu ve Lausanne'de düzenlenen 20 kilometre yarışı da katılım rekorları kırarak dikkat çekti. Önümüzdeki günlerde yapılacak GP Bern koşusu için de şimdiden büyük bir ilgi var.
Swiss Athletics'ten Marlis Luginbühl, "Koşucular artık performanslarından çok, deneyim ve topluluk duygusunu öne çıkarıyor," diye belirtti. Katılımcıların koşular sırasında büyük duygular yaşadıklarını ve bu deneyimlerin onları tekrar tekrar koşuya çektiğini ifade etti.
Koşu Kültürü Değişiyor
Koşular sadece hız ve performans üzerine değil, aynı zamanda katılımcıların keyif alması ve sosyal bir etkinlik olarak değerlendirilmesi üzerine de odaklanmaya başladı. Luzern'deki bir koşucu, "Sadece burada olmak, katılmak ve bitiş çizgisine ulaşmak istedim," derken, bir diğer katılımcı ise "Seyircilerin desteğini hissetmek ve eğlenmek istiyorum," şeklinde konuştu.
Eski bir profesyonel koşucu ve şu anda koşu koçu olan Viktor Röthlin ise bu durumdan memnun: "Koşu sporunun güzelliği, isterseniz kendinizi test edebilirsiniz ama aynı zamanda eğlenceli koşulara da katılabilirsiniz. Sonuçta önemli olan insanların aktif olması."
Bu trend, İsviçre'de koşu sporunun sadece bir yarış olmaktan çıkıp, katılımcılarına sağlık ve mutluluk getiren bir topluluk etkinliğine dönüşmekte olduğunu gösteriyor.