
2019 seçimlerinde İsviçre Parlamentosu’na tarihte ilk kez bu kadar çok kadın girmişti. Ancak uzmanlara göre bu rüzgâr artık tersine dönmüş durumda.
Politik destek zayıflıyor
Siyasi bilimci Cloé Jans, feminist ve genel olarak ilerici politikaların giderek daha zor kabul gördüğünü vurguluyor. Jans, özellikle kreş finansmanı ve bireysel vergilendirme sistemi gibi kadınların eşitliğiyle bağlantılı konularda parlamentoda güçlü bir direniş olduğunu belirtiyor.
Yeşiller Partisi milletvekili Manuela Weichelt ise sağlık alanındaki kesintilerin kadınları doğrudan etkilediğini söylüyor: "Kadınların erkeklerle aynı şekilde tedavi edilmesi hem anlamsız hem de tehlikeli – hatta ölümcül olabilir."
Feminizme karşı tepki mi büyüyor?
2025 yılının ilk yarısında İsviçre'de 18 kadın ve kız çocuğu öldürüldü. Bu sayı son yılların aynı dönemlerine kıyasla çok daha yüksek. Weichelt, artan kadın cinayetlerini feminist kazanımlara karşı bir "geri tepme" olarak yorumluyor.
Ekonomide de geri adım
FDP milletvekili Bettina Balmer, özellikle büyük uluslararası şirketlerin ABD’deki politik atmosfer nedeniyle eşitlik programlarını geri çektiklerine dikkat çekiyor. "Bu durumu son derece üzücü buluyorum," diyen Balmer, parlamentodaki bütçe baskısı ve dağıtım savaşları nedeniyle eşitlik politikalarının geri planda kaldığını belirtiyor.
Toplumda da kutuplaşma
Cloé Jans, toplumda da eşitlik taleplerine karşı bir durgunluk yaşandığını vurguluyor. Dünya genelindeki savaşlar ve ekonomik zorluklar nedeniyle halkın öncelikleri değişti. Ayrıca, kadınlar ve erkekler arasında derinleşen bir kutuplaşma olduğunu ve bunun özellikle genç nesillerde daha da belirgin hale geldiğini söylüyor. "Bu, toplumsal uyumu ve siyasi süreçleri uzun vadede olumsuz etkileyecek derin bir uçurum."
“Artık daha da kararlıyız” ruh hali
Balmer, kadın parlamenterler arasında bir "şimdi daha da çok mücadele etme" ruh halinin olduğunu ve eşitlik taleplerinin, ekonomik zorluklara rağmen göz ardı edilmemesi gerektiğini savunuyor.