
Fiyatlar düşüyor, alım gücü artıyor mu?
Ekonomik olarak deflasyon, mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesinin düşmesi anlamına geliyor. Bu durum ilk bakışta tüketiciler için olumlu gibi görünse de uzmanlar temkinli olunması gerektiğini vurguluyor. Zira fiyatların düşmesi, tüketicilerin harcamalarını ertelemesine neden olabilir. Bu da talebin azalmasına, ardından üretimin ve istihdamın gerilemesine yol açarak ekonomik durgunluk riskini artırabilir.
Bazı ürünlerde fiyat artışı devam ediyor
Mayıs ayında genel enflasyon düşüş gösterse de bazı ürün gruplarında fiyat artışı yaşandı. Özellikle konut kiraları, meyve sebzeler (özellikle çiçekli sebzeler ve taş çekirdekli meyveler) gibi kalemlerde fiyatlar yükseldi. Öte yandan, hava yolu ulaşımı ve kalorifer yakıtı gibi bazı kalemlerde düşüş görüldü.
Uzmanlar ne diyor?
Ekonomistler, yaşanan düşüşün paniğe neden olacak boyutta olmadığını düşünüyor. BAK Economics’ten Claude Maurer’e göre deflasyona neden olan ürünlerin çoğu ithal kalemler. ETH Konjonktür Araştırma Merkezi (KOF) de iç piyasadaki fiyatların hâlâ pozitif yönde seyrettiğini belirterek, geniş çaplı bir deflasyon olasılığının düşük olduğunu ifade ediyor.
Kira ve faiz oranlarının etkisi sınırlı
İsviçre’de kira fiyatları, 2008 yılından bu yana referans faiz oranına bağlı olarak belirleniyor. Bu oran üç ayda bir güncelleniyor ve bankaların ipotekli borçları baz alınarak hesaplanıyor. Ancak sistemin tepkisi oldukça yavaş. Bu nedenle faiz oranlarında olası düşüşler kiralara hemen yansımıyor.
Tasarruflar ne olacak?
Negatif faiz ortamı, banka mevduatlarının neredeyse sıfıra yakın getiri sağlaması anlamına geliyor. Bu durum, bireyleri harcamaya ve yatırım yapmaya teşvik etmek için planlanıyor. Ancak tasarruf sahiplerinin birikimlerine olan etkisi karmaşık ve kişiden kişiye değişebilir.