
Genellikle hafife alınan bu davranışsal bozukluk, sadece ekonomik sıkıntılara ve borçlara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda aile içi çatışmaları ve psikolojik baskıyı da beraberinde getiriyor.
“Bu bir takıntı gibi”
SRF’ye konuşan Valeria Huber (takma ad), kozmetik ve kıyafet alışverişine ayda yaklaşık 1000 frank harcadığını söylüyor. Bir şeyi beğendiğinde kendini tutamadığını ifade eden Valeria, “Bu bir takıntı gibi.” diyor. Çocukluğunda, babasının özür dilemek için ona sürekli hediyeler almasının bu alışkanlığı tetiklediğini belirtiyor. Öyle ki, Pazar günlerini sırf mağazalar kapalı diye sevmediğini söylüyor.
30.000 Frank Borca Götüren Yol
Zamanla alışveriş bağımlılığı Valeria’yı 30.000 franklık borca sokmuş. Bu borcu ailesinden aldığı destekle kapatabilmiş olsa da, etkisi hâlâ derin: “Bu sanki vücuda yapışmış ağır bir yük gibi.”
Sessizce Yayılıyor
Uzmanlar, bu tür bağımlılıkların genellikle geç fark edildiğini ve çoğu zaman "alışkanlık" ya da "zevk" gibi normalleştirildiğini belirtiyor. Oysa alışveriş bağımlılığı, kişinin günlük yaşamını, ilişkilerini ve ruh sağlığını ciddi şekilde etkileyebilen bir psikolojik sorun.
İsviçre gibi yüksek tüketim kültürünün hâkim olduğu toplumlarda bu tür bağımlılıkların artış göstermesi, önleyici farkındalık çalışmalarının ve psikolojik desteğin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.