

Sahnedeki performansı, siyah-beyaz estetikle kurgulanmış bir deniz fırtınasını andırıyordu. Operatik sesini elektronik ritimlerle birleştiren sanatçı, gemi direğine tutunarak fırtınaya direnen bir denizciyi canlandırdı. Karakteristik yüksek sesi ve etkileyici sahne sunumuyla hem jüriyi hem de izleyicileri etkiledi.

İsviçre adına yarışan Freiburglu Zoë Më ise karışık bir sonuçla karşılaştı. Jüri oylamasında ikinci sıraya yükselen sanatçı, halk oylamasında ise sıfır puan aldı. Toplamda 214 puanla onuncu sıraya yerleşti. Yarışma sonrası yaptığı açıklamada Zoë Më, “Jüride ikinci olmak benim için her şey demek. Bu, şarkımın kompozisyonunun, sesimin ve sahne performansımın değer gördüğünü gösteriyor” dedi.
Yarışma, sadece sahne performanslarıyla değil, devasa kamu izlemeleri ve duygusal anlarla da hafızalara kazındı. Basel’deki atmosfer, Eurovision’un Avrupa’daki kültürel etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.