
Gysi’ye göre, çocukların güvenli bir ortamda büyümesi esas alınmalı, ancak mevcut uluslararası anlaşmalar artık yeterince koruma sağlamıyor. «Bugün hâlâ belgelerin eksik olduğu ya da imzaların baskı altında atıldığı vakalar yaşanıyor. Hiçbir zaman kötüye kullanım riskini tamamen dışlayamayız» diyor.
Eleştirmenler, günümüzdeki durumun 70’li ve 90’lı yıllarda yaşanan binlerce skandal vakayla karşılaştırılamayacağını savunsa da, Gysi bu görüşe katılmıyor. Kısa süre önce Luzern Kantonu’nda bu konuyla ilgili bir mahkûmiyet kararı verildiğini hatırlatarak, Haager Sözleşmesi’nin dahi zaman zaman ihlal edilebildiğini belirtiyor.
Gysi, İsviçre’nin yurt dışındaki süreçleri kontrol edemediğini, ancak kendi ülkesindeki evlat edinmeleri çok daha şeffaf biçimde denetleyebildiğini vurguluyor: «Bizim burada anne ve ailelerle çok daha fazla görüşme, danışmanlık ve değerlendirme imkanımız var. Bu nedenle İsviçre’deki evlat edinmeleri yurt dışındakiyle kıyaslamak doğru değil.»
Ona göre asıl önemli olan, çocuğun nerede olursa olsun güvenli, istikrarlı ve sevgi dolu bir ortamda büyümesi. Gysi, yurt dışına evlat edinmeye harcanacak kaynakların, çocukların kendi ülkelerinde desteklenmesine ayrılmasının daha doğru olacağını savunuyor.