
Müslümanlar, Hristiyanlar, Hindular, Aleviler ve Budistler kendi ibadet alanlarına sahipken; Yahudiler, Bahailer ve Sihler de programlara aktif olarak katılıyor. Merkezin yeni yöneticisi ise uzun yıllar İsviçre diplomatı olarak görev yapan Laila Sheikh oldu.
Her yıl yaklaşık 100 bin kişinin ziyaret ettiği Dinler Evi, yalnızca ibadetlerin değil, aynı zamanda halka açık etkinliklerin ve diyalog ortamlarının da merkezi konumunda. Cuma günleri yaklaşık 300 kişi camide Cuma namazına katılırken, Hindu tapınağında yılda 220’den fazla bayram kutlanıyor. Ağustos ayında düzenlenen büyük Wagenfest etkinliğinde ise binlerce kişi bir araya geliyor. Her hafta sonu düzenlenen Budist etkinlikler de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Diyalog ve Açıklık: Paralel Toplum Korkusuna Karşı Güçlü Bir Yanıt
Merkezin yeni direktörü Laila Sheikh, Dinler Evi’nin topluma açıklığını şöyle özetliyor:
"Herkes gelip izleyebilir, katılabilir, sorular sorabilir. Bana göre bu, paralel toplum korkusuna karşı en iyi yöntem."
Merkez, toplumsal diyalogun geliştirilmesi amacıyla polis teşkilatlarıyla da iş birliği yapıyor. Doğu İsviçre Polis Okulu ile gerçekleştirilen proje kapsamında, 400 polis adayı farklı inanç topluluklarının temsilcileriyle atölye çalışmalarına katıldı. Burada özellikle "ırk temelli profil oluşturma" ve "ev aramalarında kültürel hassasiyet" gibi konular ele alındı. Proje büyük ilgi gördü; şu anda diğer polis okulları da bu modeli incelemeye başladı.
Kişisel Deneyimlerden Köprü Kuruculuğa
Pakistan kökenli bir baba ve İsviçreli Katolik bir annenin kızı olan Laila Sheikh, farklı inançların iç içe geçtiği bir ortamda büyüdü. Çocukluk yıllarında dini çeşitliliğin doğal bir parçası olduğunu vurgulayan Sheikh, "Her zaman kendimi bir köprü kurucu ve sınır aşan biri olarak gördüm," diyor.
Ancak zaman zaman önyargılarla da karşılaştığını ekliyor: "Babamın eşimi seçeceği ya da başörtüsü takmak zorunda kalacağım gibi varsayımlar yapılıyordu. Ayrıca, genel olarak yabancılar hakkında olumsuz konuşulduğunda da bu beni derinden etkiliyordu."
Zor Konularla Yüzleşme Cesareti
Üç yıl önce zorla evlendirme iddiaları nedeniyle kamuoyunun gündemine gelen Dinler Evi, bu konuda da kararlı bir duruş sergiliyor. Laila Sheikh bu süreci şöyle anlatıyor:
"Bu kesinlikle kabul edilemez ve suç teşkil eden bir durumdur. Uzman kuruluşlarla iş birliği yapıyoruz, davranış kuralları belirledik. Yaşananlar hepimizi derinden sarstı. Artık bu konuda çok daha dikkatliyiz. Çoğu zaman aileler, çocuklarına kiminle evleneceklerini dayatabileceklerini düşünüyor. Burada da diyalog yoluyla ve yasalara bağlı kalarak çözüm arıyoruz."
Gazze Savaşının Gölgesinde Bile Diyalog Sürüyor
Günümüzde İsrail-Gazze savaşı gibi uluslararası çatışmalar, topluluklar arası ilişkileri zorlayabiliyor. Ancak Dinler Evi’nde hem Yahudi hem de Müslüman topluluklar, diyalog ve iş birliğine devam ediyor. Sheikh, "Bu topluluk uzun süredir burada birlikte çalışıyor. Karşılıklı güven ve saygıya dayanıyor. Aramızdaki ilişki, toplum genelindekine kıyasla çok daha dikkatli ve özenli. Ortak toplantılarımız ve günlük işlerimiz normal şekilde sürüyor," ifadelerini kullanıyor.
Bern’deki Dinler Evi, bugün farklı inançlara sahip toplulukların birlikte barış içinde yaşayabileceğini ve topluma açık diyalogun mümkün olduğunu gösteren önemli bir model olarak öne çıkıyor.