Müze, Sufi sanatının ve kültürel nesnelerin kalıcı koleksiyonunun yanı sıra çağdaş sanat sergileri, konuşmalar, etkinlikler ve atölye programları sunacak. Bu koleksiyon, Sufizm'in küresel sanat ve kültüre tarih boyunca yaptığı katkıları gözler önüne serecek.
Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Hafız-ı Şirazi'nin ilham verdiği müzik geleneklerinden, Feridüddin Attar'ın yazılarından uyarlanan performans ve resimlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsayacak. Koleksiyonun büyük bölümü 19. yüzyıldan günümüze kadar uzanırken, en eski eserler Ahameniş Pers İmparatorluğu'na (M.Ö. 550–330) ait.
Müze, üç katta toplam 600 metrekarelik bir sergi alanına yayılıyor. Aynı zamanda Sufi bahçesi ve bir arşiv araştırma kütüphanesine sahip.
Koleksiyonda yer alan heykel, mekana özgü yerleştirmeler, müzik, tekstil, kaligrafi, el yazmaları ve seramik ile ayna mozaikleri gibi çok sayıda nesne ve eser, Sufizm'de önemli sembolik anlamlar taşıyor. Bunlar arasında, dervişlerin seyahat aksesuarını model alan büyük bir granit keşkül-ü fukara kabı (1974–76) öne çıkıyor.
Heykel, MTO Shahmaghsoudi İslam Sufizmi Okulu'nun 41. Üstadı Hazrat Shah Maghsoud Sadegh Angha tarafından Sufi numerolojisi (cifir) ile tasarlandı. Keşkül kapları, deniz yolculukları boyunca meyve kabuklarından yapılan bağış kapları olarak, Sufi'nin ruhsal arınma ve aydınlanma yolculuğunu sembolize ediyor.
Müzenin açılış sergisi "Le Ciel interieur" ("İçsel Gökyüzü"), Sufi değerleriyle bağlantılı ve ruhsal düşünceyle ilişkili yedi uluslararası çağdaş sanatçının eserlerini içeriyor. Eserler, Sufi sanatı ve kültürü koleksiyonunun bir parçası olarak sergilenecek.
Musee d’Art et de Culture Soufis MTO'nun Direktörü Alexandra Baudelot, “Müze, din veya inanç farkı gözetmeksizin izleyiciler ve sanatçılar arasında bir diyalog alanı oluşturuyor. Koleksiyonumuzun genişlemesi, çeşitli programlarımız ve çağdaş sanatçılarla işbirliklerimiz aracılığıyla, Sufizm'in kültürel ifadalarını daha geniş bir şekilde anlama ve etkileşim kurma fırsatı sunmayı umuyoruz,” dedi.
Müze, Seine Nehri kıyısında, Paris'in Chatou banliyösünde, tarihi Ile des Impressionnistes'e bakan 19. yüzyıldan kalma bir malikanede yer alıyor. Ünlü Fransız sahne tasarımcıları Atelier Maciej Fiszer ve mimarlar Ducatillion Gimel, binanın kapsamlı restorasyonunu yöneterek, binayı erişilebilir ve çevre dostu bir kültürel alan haline getirdi.
Yeniden tasarım; duvar ve tavan süslemeleri, mozaik döşemeler, Neoklasik başlık ve binanın cephelerindeki ultramarin mavi gibi orijinal özellikleri de koruyor.