
James Curtis’in yazdığı "Maria Marten'in Gizemli Cinayetinin Otantik ve Sadık Tarihi" adlı eser, daha önce tamamen insan derisiyle ciltlenmiş tek bir nüsha olarak bilinirken, yeni bulunan bu ikinci nüshanın yalnızca bazı bölümlerinde deri kullanıldığı anlaşıldı.
Kitabın ilk örneği 1933 yılında sergilenmeye başlanmıştı. Müze küratörlerinin yakın zamanda katalog üzerinde yaptığı inceleme sırasında gözden kaçan bu ikinci kopya ortaya çıktı.
Olayı bilmeyenler için: Maria Marten, sevgilisi olduğu düşünülen William Corder tarafından vurularak öldürülmüştü. Corder, Marten’i evlenmek üzere Ipswich’e gitme bahanesiyle Kızıl Ahır’a götürmüş ve orada cinayeti işlemişti. Marten’in cesedi, üvey annesi Ann Marten’in gördüğü rahatsız edici rüyaların ardından yapılan kazılar sonucunda bulunmuştu.
Corder kısa süre içinde Londra’da yakalanmış, Bury St. Edmunds’da yargılanmış ve 1828’de halka açık bir şekilde idam edilmişti. İnfaz sonrası vücudu üzerinde yapılan tıbbi inceleme sırasında derisinin bir kısmı, cinayetle ilgili rapor ve mahkeme kayıtlarının ciltlenmesi için kullanıldı.
Kızıl Ahır Cinayeti, zamanla şarkılara, tiyatro eserlerine ve televizyon dizilerine esin kaynağı oldu. Shirley Collins ve Albion Country Band’in 1971’de kaydettiği bir şarkı, John Le Carré’nin romanı The Little Drummer Girl’ün 2018’deki TV uyarlamasında Florence Pugh tarafından seslendirildi.
West Suffolk Konseyi’nden miras sorumlusu Daniel Clarke, cinayetin günümüzde bile kültürel olarak yorumlanmaya devam ettiğini belirtti. Clarke, insan derisiyle ciltlenmiş kitapların sergilenmesinin her durumda uygun olup olmadığının tartışmalı bir konu olduğunu söyledi: “Bu olayda, suçlunun vücudunun nasıl kullanıldığını gösteren hem sade hem de duygusal bir koleksiyon var. Evet, rahatsız edici bir tarih, ama ondan bir şey öğrenmek istiyorsak önce onunla dürüstçe yüzleşmeliyiz.”
Clarke ayrıca bu kitabın müstehcen bir obje olarak değil, geçmişe dair düşünsel bir pencere olarak sunulduğunu vurguladı. 19.yüzyılda oldukça yaygın olan bu sıra dışı ciltleme tekniği, “antropodermik bibliyoterapi” adıyla biliniyor. İnsan derisiyle ciltlenmiş diğer ünlü kitap örnekleri arasında Holbein’in Ölüm Dansı ve Camille Flammarion’un Yaşanabilir Dünyaların Çoğulluğu adlı eseri bulunuyor. Rivayete göre Flammarion’un kadın bir hayranı, ölümünden sonra derisinin bu kitapta kullanılması için vasiyet bırakmıştı. Kitabın kapağında hâlâ “reliure en peau humaine, 1880” (insan derisi cildi, 1880) damgası yer alıyor.
Ancak insan derisi kullanılan bu tür eserler, etik tartışmalara neden olduğu için günümüzde pek çok kişi tarafından rahatsız edici bulunuyor.