
Vergi, kozmetikten saatçiliğe, hassas makine üretiminden gıda sektörüne kadar birçok alanda İsviçre ihracatını doğrudan etkiliyor.
Şirketlerin çoğu, konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçınarak durumu gözlemlemeyi tercih ediyor. Swatch Group CEO’su Nick Hayek, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Yılın ilk altı ayında ABD’ye çok daha fazla stok gönderdik. Bu nedenle önümüzdeki aylarda hemen bir etki beklemiyoruz” dedi.
Ancak bazı üreticiler için durum daha zorlayıcı. Neuchâtel kantonundaki Felco, yılda ürettiği 1 milyon profesyonel bağ makasının yüzde 25’ini ABD’ye ihraç ediyor. CEO Nabil Francis, “Başka çaremiz yok, fiyatları artırmak zorundayız. Bu da talep miktarında azalmaya yol açabilir” ifadelerini kullandı. Yeni vergiyle birlikte Felco’nun ürünleri ABD’de yaklaşık 14 dolar daha pahalı hale geldi.
Peynir üreticileri için tablo daha da kritik. İsviçre’de üretilen Gruyère AOP’nin yüzde 13’ü, yani üretimin altıda biri ABD’ye ihraç ediliyor. Yverdon-les-Bains’deki Margot Fromages şirketinin yöneticisi Anthony Margot, “Şu anda yalnızca yüzde 39’luk vergi artışından bahsetmiyoruz. Doların frank karşısındaki zayıflığı nedeniyle fiyat artışı yüzde 50’nin üzerine çıkıyor” dedi. Margot, fiyat artışının tamamını tüketiciye yansıtamayacaklarını, rekabet gücünü korumak için artışın bir kısmını şirketin üstleneceğini belirtti. ABD’de fiyatların ortalama yüzde 5 civarında artması bekleniyor.
Uzmanlar, bu gelişmelere rağmen İsviçre’nin iş modelinde radikal değişiklikler beklemiyor. Philippe Peverelli, “İsviçre yüksek katma değer üretmeye mahkûm. Biz ucuz ve ortalama ürün yapamayız. Başarımızı da zaten bu modele borçluyuz” diyerek ülkenin ihracat stratejisinin temelinin değişmeyeceğini vurguladı.
Donald Trump’ın 1 Ağustos’ta duyurduğu yeni gümrük vergisi, İsviçre’nin milli bayramı sırasında adeta soğuk duş etkisi yaratmıştı. Aradan iki ay geçmesine rağmen etkileri büyüyerek devam ediyor. İsviçreli ihracatçılar, bu beklenmedik vergisel engeli aşmak için yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalacak gibi görünüyor.