
Bu gelişmeler, ülke güvenliğini tehdit edebilecek bir kırılganlık yaratıyor.
Gizli belgeler, tehdit analizlerinin güncelliğini yitirdiğini, işbirlikçi kurumlarla bilgi alışverişinin yavaşladığını ve iç operasyonlarda ciddi boşluklar oluştuğunu gösteriyor. Ayrıca, NDB içinde uzmanlık kayıplarının yaşandığı, yönetim kademelerinde güven erozyonu oluştuğu ve birçok önemli kararın geciktiği belirtiliyor.
İç denetim raporlarına göre, NDB'nin iç organizasyon yapısı yetersiz kalmakta ve birçok stratejik pozisyonda ya boşluklar bulunmakta ya da geçici görevlendirmeler yapılmakta. Bu da kurumsal hafızayı ve operasyonel sürekliliği zayıflatıyor.
Mevcut durum, istihbarat servisinin potansiyel tehditleri zamanında tespit etme ve önleme kapasitesini doğrudan etkiliyor. Özellikle siber tehditler, casusluk faaliyetleri ve terörizm gibi alanlarda NDB'nin hızlı ve etkili refleks göstermekte zorlandığı ifade ediliyor.
Siyasi çevrelerde de endişeler büyüyor. Güvenlik politikaları üzerine çalışan milletvekilleri, kurumun yeniden yapılandırılma sürecinin hızlandırılması, denetimin artırılması ve özellikle nitelikli personel alımı konusunda somut adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
NDB’nin içinde bulunduğu bu durum, sadece kurumsal bir kriz değil; aynı zamanda İsviçre’nin ulusal güvenliği açısından da bir risk oluşturuyor. Yetkililerin acilen harekete geçmemesi halinde, ülkenin savunmasız kalabileceği dile getiriliyor.