
Toplumun taleplerini yansıtan bu dilekçeler, genellikle belirli bir konuda kamuoyu desteği oluşturmayı hedefliyor. Ancak uzmanlara göre, bu girişimler siyasi anlamda sınırlı bir etkiye sahip.
F-35 alımı ve gençlik spor fonu kesintileri gündemde
Yakın dönemde imza toplanan dilekçeler arasında, İsviçre’nin F-35 savaş uçaklarını almaktan vazgeçmesi ya da Gençlik+Spor fonlarının kesilmemesi gibi talepler öne çıkıyor. Federal Parlamento ve Federal Konsey verilerine göre, dilekçeler son yıllarda yeniden popülerlik kazandı. Politik uzman Michael Hermann’a göre, özellikle sol çevrelerde dilekçeler, imza atanlara “bir şey yapmış olma” hissi verdiği için tercih ediliyor. Ayrıca bu yöntem, hem tabanı harekete geçirmek hem de gelecekteki kampanyalarda kullanılabilecek adresleri toplamak için etkili bir araç olarak görülüyor.
Pandemi sonrası dilekçe sayısı ikiye katlandı
Pandemi öncesinde parlamentoya yılda 20 ila 35 arasında dilekçe sunulurken, bugün bu sayı yaklaşık iki katına çıkmış durumda. Federal Konsey’e ulaşan dilekçelerde de benzer bir artış var; şu anda yılda 50 ila 60 dilekçe iletiliyor.
Politik analist Hermann, bu artışı dünya genelindeki belirsizlik ortamına bağlıyor: “Pandemi bir dönüm noktasıydı. Ardından Ukrayna, İsrail ve Gazze’deki savaşlar geldi. Birçok insan kendini çaresiz hissetti ve dilekçeler, siyasi olarak tavır göstermenin kolay bir yolu haline geldi.”
Dijital imza toplama süreci popülerliği artırdı
Günümüzde internet üzerinden dilekçe imzalamanın kolaylaşması, bu yöntemin daha fazla kullanılmasına katkı sağlıyor. Çevrimiçi platformlar sayesinde imza toplamak hem daha hızlı hem de daha geniş kitlelere ulaşabilir hale geldi. Bu nedenle dilekçelerin, siyasi memnuniyetsizliğin bir ifadesi ve veri toplama aracı olarak önümüzdeki yıllarda da önemini koruması bekleniyor.