
Özellikle İsviçre Alman kantonlarında bu oranlar daha yüksek.
Toplu taşımada kuralsızlık öne çıkıyor
1500 kişiyle yapılan ankette, toplu taşıma en çok suistimal edilen alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Her on kişiden dördü en az bir kez biletsiz seyahat ettiğini, dörtte biri ise bunu birden fazla kez yaptığını belirtiyor. Araştırmacılar, bu durumun toplu taşıma gibi gündelik alanlarda “engellenme eşiğinin” daha düşük olmasına bağlıyor.
Gençler ve erkekler daha az çekiniyor
Aynı şekilde, mağazalardan küçük eşyalar çalma oranı da %25 seviyelerinde. Katılımcıların önemli bir kısmı otellerden sabun veya havlu gibi ürünleri yanına aldığını, hatta yakınlarının eşyalarına el uzattığını da itiraf ediyor. Ankete göre gençler, yaşlılara kıyasla bu tür davranışlara daha yatkın. Erkekler ise kadınlara oranla daha sık hırsızlık yapıyor.
İş yerlerinden izinsiz bir şeyler alanların oranı da az değil: Her on kişiden üçü, çalıştığı yerden kendine ait olmayan bir eşyayı en az bir kez aldığını söylüyor. Araştırmada, bu tür davranışların İsviçre’nin Alman kantonlarında Romandlara göre belirgin şekilde daha yaygın olduğu görülüyor. Özellikle toplu taşımada bu fark daha da açılıyor.
Sebep bilinmiyor, itiraf cesareti daha yüksek olabilir
Araştırma, Almanca konuşulan bölgelerdeki bu farkın nedenlerine dair net bir açıklama sunmuyor. Alışkanlık mı, dikkatsizlik mi, yoksa sadece itiraf etmeye daha yatkın olmak mı? Kesin olan bir şey varsa, o da bu küçük kurnazlıkların toplumun farklı kesimlerinde yaygın olduğu.
“Çalmak sadakat yaratıyor”
Antropolog Fanny Parise ise sonuçlara şaşırmadığını belirtiyor. Parise’ye göre birçok büyük mağaza zinciri, tüketicilere “kaçakçılık” hissi vererek aslında sadakat oluşturmayı hedefliyor. Hatta bazı mağazalar, kolayca çalınabilecek düşük değerli ürünleri bilinçli olarak müşterilerin erişimine sunuyor. “Çalmak, sadakati artırabilir ve ortalama alışveriş sepeti tutarını yükseltebilir,” diyor.