
İsviçre'de 2004 yılında yürürlüğe giren GDO yasası, insan ve çevreyi gen teknolojisinin olası zararlarından korumayı amaçlıyor. 2005’te halkoylamasıyla kabul edilen beş yıllık moratoryum, o tarihten bu yana sürekli uzatıldı. Bugün fiilen, İsviçre’de GDO'lu ürünlerin yetiştirilmesi yasak. Sadece sıkı şartlar altında araştırmalar için izin veriliyor. Parlamentonun 2021’de aldığı kararla bu moratoryum 2025’e kadar uzatılmıştı. Ancak hükümete aynı zamanda piyasayı kademeli olarak açması yönünde görev de verilmişti.
Yeni yasa ne öngörüyor?
Tarım Bakanı Albert Rösti tarafından nisan ayında sunulan yasa taslağına göre, içinde yabancı genetik materyal barındırmayan, sadece "yeni ıslah teknolojileriyle" geliştirilmiş bitkilere izin verilmesi planlanıyor. Bu bitkiler, çevre riski değerlendirmesine tabi tutulacak ve yalnızca tarım, bahçecilik veya ormancılıkta fayda sağlayacaksa onay alacak. Ayrıca ürünlerin GDO içerdiği açıkça etiketlenmek zorunda olacak.
Eleştiriler: “Mogelpackung” yani göz boyama
Yeni yasa tasarısı, özellikle çevreci kuruluşların ve biyolojik tarım savunucularının tepkisini çekiyor. İsviçre GDO’suz Tarım İttifakı, yasa metninde “yeni ıslah teknolojileri” ifadesinin kullanılmasını yanıltıcı buluyor. Onlara göre bu, aslında GDO'ların serbest bırakılması anlamına geliyor. İttifak ve destekçileri, “Gıda Koruma İnisiyatifi” adını verdikleri bir halk girişimiyle GDO’lu ürünler için zorunlu etiketleme ve sıkı kontroller talep ediyor.
Destekçiler: Tarımda yeniliğe ihtiyaç var
Tarım sektörü ve gıda endüstrisi ise yasanın arkasında. Yeni teknolojiler sayesinde iklim değişikliğine, zararlılara ve hastalıklara karşı daha dayanıklı ürünler geliştirilebileceğini savunuyorlar. Ayrıca bu yöntemlerin verimi artıracağı ve kimyasal ilaç kullanımını azaltacağı belirtiliyor. Ancak ürünlerin ayrıştırılması ve etiketlenmesi gibi bürokratik işlemler sektöre fazla yük getireceği gerekçesiyle eleştiriliyor.
Gelecek belirsiz ama tartışmalar derin
Federal Hükümet aynı zamanda GDO moratoryumunu 2030 sonuna kadar uzatmak istiyor. Bu durum, bir yandan yeni teknolojilere alan açarken öte yandan kamuoyunun endişelerine yanıt verme çabası olarak yorumlanıyor.
Ancak tartışma burada bitmiyor: İsviçre’de toplumun büyük bölümü gıda konusunda hassas ve çevresel etkiler konusunda temkinli. GDO’lara yönelik endişeler yıllar içinde azalmış değil. Bilimsel gelişmeler ve tarımsal verimlilik arzusu ile tüketici güvenliği ve doğa koruma arasındaki denge arayışı devam ediyor.