Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Konut krizi
İsviçre konut inşasında 70 yılın en düşük seviyesinde
İsviçre’de son yıllarda hızla büyüyen bir sorun, barınma krizine dönüşmüş durumda. Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre, ülkede kişi başına düşen konut yapımı 1950’li yıllardan bu yana en düşük seviyeye geriledi.

2020–2024 yılları arasında her 100 yeni sakin için yalnızca 52 yeni konut inşa edildi. Bu oran, 1980’lerde 100’ün oldukça üzerindeydi. Aynı dönemde İsviçre’nin nüfusu 9 milyonun üzerine çıkarak tarihi bir zirveye ulaştı. Artan talebe karşın inşaat faaliyetleri, çeşitli yapısal nedenlerle oldukça yetersiz kalıyor.

Konuyla ilgili yapılan değerlendirmelerde, yalnızca yüksek göç oranlarının değil, aynı zamanda azalan inşaat faaliyetlerinin de krizin temel nedenlerinden biri olduğu vurgulanıyor. Son beş yılda yılda ortalama 5000 konut daha az inşa edilmesi, kiraların hızla artmasına neden oldu. Nitelikli, uygun fiyatlı konut bulmak, artık büyük şehirlerle sınırlı kalmadan ülke genelinde giderek zorlaşıyor.

Bu gerilemenin başlıca nedenlerinden biri olarak 2014’te yürürlüğe giren revize edilmiş Mekânsal Planlama Yasası gösteriliyor. Bu yasa ile birlikte, yeşil alanlara yeni imar izni vermek yerine mevcut kentsel alanları yoğunlaştırma yönünde bir planlama anlayışı benimsendi. Ancak uzmanlara göre bu geçiş süreci, kantonlar ve belediyeler düzeyinde oldukça yavaş işliyor. Projelerin planlanması, itiraz süreçleri ve uzun bürokratik onaylar nedeniyle yeni konut üretimi yavaşlıyor.

Raiffeisen İsviçre’nin baş ekonomisti Fredy Hasenmaile, eskiden tarım arazilerinin imara açılmasının kolay ve ucuz olduğunu, şimdi ise daha karmaşık bir süreçten geçilmek zorunda kalındığını belirtiyor. Mevcut kent dokusunu yoğunlaştırmak için gerekli olan plan güncellemeleri, hem teknik hem de siyasi açıdan zaman alan süreçler. Bu da arzı sınırlarken talep artmaya devam ediyor.

Konut krizine bağlı olarak kiralardaki artışlar da büyük endişe yaratıyor. Ekonomist Andreas Loepfe, bu durumun gelecekte çok daha ciddi bir mali yük getireceğini söylüyor: “Bugünden tasarruf etmeye başlamayanlar, on yıl sonra kiraları karşılayamayabilir.” Loepfe’ye göre sadece özel konutlar değil, kooperatif daireler de bu artıştan etkileniyor. Yenilenen ya da el değiştiren konutların büyük bölümü daha yüksek kira bedelleriyle piyasaya sunuluyor.

Özellikle büyük şehirlerde – Zürih, Cenevre, Lozan gibi merkezlerde – uygun konut bulmak neredeyse imkânsız hale geldi. Pek çok kişi aylarca ev arıyor, başvurularına cevap alamıyor, mevcut konutlarını değiştirmek istediklerinde ise karşılarına astronomik rakamlar çıkıyor. Haneler artık yalnızca barınma değil, temel yaşam hakları açısından da ciddi bir mücadele içinde.

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Haberler
Yükleniyor
Yükleniyor
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video