
Yeni Başbakan Friedrich Merz (CDU), bu uygulamayla seçim vaatlerinden birini hayata geçirirken, sınır güvenliğini 2000 ila 3000 polisle güçlendirme kararı aldı.
Ancak bu karar İsviçre’de ciddi tepkilere yol açtı. Resmi makamlar eleştirilerde bulunurken, parlamentoda da sert tartışmalar yaşanıyor.
İsviçre'den eleştiri ve diplomatik temas çağrısı
İsviçre Adalet Bakanlığı (EJPD), kararı X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada sert sözlerle eleştirdi: “Sistematik sınır dışı uygulamaları, İsviçre’nin bakış açısına göre mevcut yasalara aykırıdır.” Bakan Beat Jans, Almanya’nın bu kararı İsviçre ile istişare etmeden almış olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, iki ülke arasında bakan düzeyinde bir görüşme yapılmasını önerdi. EJPD sözcüsü Nicolas Hehl’e göre, bu görüşme için hazırlıklar sürüyor. Almanya'nın kararı, İsviçre Parlamentosu’nda farklı görüşlerle karşılandı.
Pascal Schmid (SVP): “İsviçre de derhal uygulamalı”
SVP'nin iltica sözcüsü ve Ulusal Meclis Üyesi Pascal Schmid, kararı “yerinde ve doğru” olarak nitelendirdi: “SVP olarak aynısını talep ettik ama mart ayında merkez-sol çoğunluk tarafından reddedildi.” Schmid’e göre, İsviçre’nin de hemen benzer önlemleri alması gerekiyor: “Aksi takdirde, Almanya’dan çevrilen tüm sığınmacılar İsviçre’de sıkışıp kalacak.”
Christian Wasserfallen (FDP): “Aynı şartlara sahip olmalıyız”
FDP'li Christian Wasserfallen ise Almanya’nın kararını, Dublin anlaşmasına uyulduğu sürece kabul edilebilir buluyor. Ancak uygulamanın şu anki haliyle Schengen/Dublin kurallarıyla ne kadar uyumlu olduğu belirsiz. Wasserfallen, İsviçre'nin de sınır kontrollerini artırması gerektiğini savunuyor.
Céline Widmer (SP): “Karanlık dönemleri hatırlatıyor”
SP’li Ulusal Meclis Üyesi Céline Widmer, kararın mülteci sözleşmesine, iltica hakkına ve Schengen/Dublin anlaşmasına aykırı olduğunu belirtti: “Bu karar, İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden 80 yıl sonra karanlık zamanları hatırlatıyor.” Uygulamanın mahkemelerden geçemeyeceğini ve pratikte etkili olamayacağını vurgulayan Widmer, İsviçre’nin tepkisini açıkça ortaya koymasından memnun olduğunu ifade etti.
Marc Jost (EVP): “Uluslararası hukuk göz ardı edilemez”
EVP’li Marc Jost ise Almanya'nın tek taraflı hareket etmesini eleştirerek, Avrupa’daki iş birliğine zarar vereceğini söyledi: “Kendini cazip olmayan bir ülke haline getirme çabası işe yaramaz.” Jost’a göre, temel hakların zedelenmesi sadece göçmenlere değil, o hakların kendilerine de ihtiyaç duyabilecek topluma zarar verir.
Almanya’nın aldığı bu yeni karar, Avrupa genelinde göç ve iltica politikalarının geleceği açısından yeni bir tartışma başlatmış durumda. İsviçre ise bu gelişmelere sessiz kalmamakta kararlı.