
Her yıl artış gösteren bu sayı, hem uzmanların iş yükünü artırıyor hem de uygulanan politikaların bazı velilerce “aşırı katı” bulunmasına neden oluyor. Sosyal hizmet uzmanları, maddi ve yapısal yetersizliklerin yanı sıra, ailelerden gelen baskı ve tehditlerle mücadele etmek zorunda kalıyor.
Çocukların korunmasından sorumlu sosyal hizmet uzmanları (ASPM), çoğu zaman oldukça hassas kararlar almak zorunda kalıyor. HES (yüksek okullar) mezunu yaklaşık 80 uzmandan oluşan ekip, çocukların ihmal veya şiddete maruz kalıp kalmadığını değerlendirmekle yükümlü. Bu değerlendirmeler sırasında ebeveynlerle görüşmeler yapılarak, çocukların aile ortamında kalmaya devam edip edemeyeceğine karar veriliyor.
Ancak görevlerini yerine getirirken sosyal hizmet uzmanları çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalıyor. ASPM’den Michaël Rouiller yaptığı açıklamada, “Bazı ebeveynler yaşadıkları sorunları inkâr ediyor. Zaman zaman aramızda bir güç savaşı başlıyor ve kendi bakış açımızı anlatmak oldukça zorlaşıyor,” dedi.
Tehditler, Baskılar ve Sistem Eleştirileri
Bazı vakalarda sosyal hizmet uzmanları doğrudan tehditlerle karşı karşıya kalabiliyor. Uzmanların bağlı olduğu Direction générale de l’enfance et de la jeunesse (DGEJ) yani Çocuk ve Gençlik Genel Müdürlüğü ise son dönemlerde sık sık kamuoyunun ve medyanın eleştirilerine maruz kalıyor.
Mart 2024’te Vaud Kantonu Devlet Konseyi, çocuk koruma hizmetlerini desteklemek amacıyla dört yıla yayılacak şekilde 80 milyon franklık ek kaynak tahsis etti. Bu finansal destek, sistemde belirli iyileşmelere yol açtı. Ancak Syndicat des services publics (Kamu Hizmetleri Sendikası) sekreteri Letizia Pizzolato’ya göre, bu çaba yetersiz kalıyor: “Yapılan destekler olumlu olsa da sistemdeki yapısal açıkların tamamını kapatmak için hâlâ önemli çabalara ihtiyaç var.”
Hem Çocukların Hem Uzmanların Korunması Gerek
Vaud kantonundaki sosyal hizmet uzmanları, çocukları koruma görevlerinin yanında kendi çalışma koşulları için de destek bekliyor. Fiziksel ve psikolojik yükün yanı sıra halkın artan tepkisi, bu hizmetin sürdürülebilirliği için daha güçlü yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor. Hem çocukların haklarının korunması hem de bu zor görevde çalışan uzmanların desteklenmesi için önümüzdeki dönemde daha kapsamlı adımların atılması bekleniyor.