
Yaklaşık 293 bin çocuğun verilerinin analiz edildiği kapsamlı meta-analiz, ekran başında geçirilen sürenin, özellikle küçük yaştaki çocuklarda ruh hali değişimleri ve davranış bozukluklarıyla bağlantılı olabileceğini ortaya koydu. Queensland Üniversitesi’nden Doç. Dr. Michael Noetel, “Artık çocuklar hem oyun hem ödev hem de arkadaş iletişimini ekranlar üzerinden gerçekleştiriyor. Bu, davranışsal riskleri artıran bir ortam yaratıyor,” ifadelerini kullandı.
Çalışma, çocukların ekranla geçirdikleri zaman arttıkça içe kapanma, kaygı, umutsuzluk gibi içselleştirilmiş sorunların yanı sıra; bağırma, vurma ve meydan okuma gibi dışavurumcu davranışların da arttığını gösterdi. Özellikle 10 yaş altı çocuklar, ekranlara sığınarak bu sorunlardan uzaklaşmaya çalışabiliyor.
Kız ve erkek çocuklar farklı tepkiler veriyor
Araştırmada, kız çocuklarının ekran kullanımındaki artışın daha yüksek duygusal ve davranışsal sorunlarla ilişkilendirildiği görülürken, erkek çocukların ise yaşadığı sorunlarla başa çıkmak için ekranlara daha çok yöneldiği ifade edildi.
Bazı dijital aktivitelerin diğerlerine kıyasla daha zararlı olabileceği vurgulanan araştırmada, özellikle dijital oyunlar ile duygusal sorunlar arasında güçlü bir ilişki olduğu saptandı. Ancak şaşırtıcı biçimde, şiddet içerikli materyallere maruz kalmanın ekstra bir risk oluşturmadığı belirtildi.
Ebeveynlik tarzı ve içeriğin niteliği de önemli
Çalışmanın ortak yazarlarından New South Wales Üniversitesi öğretim görevlisi Roberta Vasconcellos, ekran süresi yönetiminde yalnızca süreyle sınırlı kalınmaması gerektiğini, aynı zamanda içerik kalitesi ve dijital ortamda kurulan ilişkilerin doğasının da dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
Araştırmacılar, ekran süresi rehberlerinin geliştirilmesinin, özellikle oyun gibi yüksek risk taşıyan etkinliklerin sınırlanmasına katkı sağlayabileceğini belirtti. Ancak ebeveynlerin bu konuda bilinçli ve dengeli yaklaşım sergilemeleri gerektiği de hatırlatıldı.