Dublin`e yonca amblemli İrlanda havayolu Aer Lingus ile uçtuk. Hosteslerin otantik üniformalarıyla henüz yolda havaya girdik bile. Havaalanı`ndan otele giderken ise rengarenk kapılı Dublin evlerini görünce çoktan fotoğraf çekmeye başlamıştım. George üslubunda yapılan bu tarihi binaların özelliği mutfaklarının bodrum katında olmasıymış. Tarihi savaşlar, isyanlarla dolu bu şehirde aileler mutfaklarını gizli saklı bir yerde tutmak istemişler.
Dublin isyanların şehri demişken İrlanda`nın gerçekten karışık bir tarihi olduğunu söylemek lazım. Keltler, Vikinglerin ardından adaya Anglonormanlar akın etmiş. 1919-1921`de ise İrlandalılar Britanya ile savaşmış ve büyük bir bağımsızlık mücadelesi vermişler. Bu mücadelenin sonunda kuzeydeki altı eyalet dışında, tüm İrlanda bağımsızlığına kavuşmuş. O eyaletler İngiliz himayesinde kalmayı tercih etmişler. 1948 yılında ise ada Britanya ile bağlarını tamamen koparmış. Ada Katolikler ve Protestanlar arasında yıllarca süren çatışmalarla çalkalanmış. IRA örgütü yüzyıldan fazla bir süre boyunca “özgür ve Katolik bir İrlanda” için kimine göre özgürlük mücadelesi vermiş, kimine görev terörist eylemlerde bulunmuş.
Neyseki İrlanda geçmişten yaşanan tüm olumsuzlukları geride bırakarak, özellikle 2000`lerde ekonomik bir atılım gerçekleştirmiş. Bugün dünyanın dört bir yanından insanın çalışmak istediği, refah seviyesinin bir hayli yüksek olduğu bir ülke.
Nereleri gezmeli?

Liffey nehrinin ikiye böldüğü Dublin`i yürüyerek gezmek mümkün. Ancak tramvay ve otobüs de kullanabilirsiniz. Şehir merkezi cıvıl cıvıl restoranlar, mağazalar ve publarla dolu. İnsanlar mutlu, canayakın ve yardımsever.
Grafton Street
Dublin`in ara sokakları keşfedilesi ünlü alışveriş caddesi. Kitabevleri, giyim, hediyelik eşyalar her şey bu caddede.
Temple Bar

Dublin, birası ve özelikle iş çıkışında birçok kişinin uğradığı, ayaküstü sohbet ettiği Pub kültürüyle ünlü. Evet herkes bira içiyor, üstelik bir hayli fazla. Ama taşkınlık yok, neşeli bir sohbet var. Temple Bar bölgesi ise publarla, Kelt müziği yapan küçük grupları sahnede izleyebileceğiniz barlarla dolu.
Trinity Collage
1542`de Kraliçe Elizabeth tarafından kurulan İrlanda`nın en köklü üniversitesi olan Trinity Collage geniş bahçesi, tarihi binalarıyla sizi geçmişe götürecek. Tarihi dev kütüphanede yer Long Room ziyaretçiler için ilgi odağı. Jonathan Swift, Bram Stoker, Oscar Wilde, Samuel Beckett gibi birçok ünlü İrlandalı yazar ve edebiyatçı da Trinity College’dan mezun.
Guinness Müzesi

Tüm dünyada tanınan siyah renkli, köpüğü kremsi Guinness marka bira İrlanda`nın simgelerinden. Sahibi Arthur Guinness`in 1759 yılında 9 bin yıllık bir kontrat ile kiraladığı fabrikanın binası dev bir müzeye çevrilmiş ve adeta turist akınına uğruyor. Müzede biranın yapım aşamasından, reklamında kullanılan tarihi çizgi karakterlerin hikayesine birçok bilgi teknolojik ve sanatsal bir ortamda aktarılıyor. Mutlaka gezilmesi gereken müzenin sürprizi ise sonunda. 360 derece Dublin manzarasına sahip terasta bira tadımı sizi bekliyor.
Yazarlar şehri Dublin
Jonathan Swift, Oscar Wilde, William Butler Yeats, James Joyce, George Bernard Shaw, Samuel Beckett ve daha birçok yaratıcı yazar bu şehirden çıkmış. James Joyce`un Ulysses ve Dublinliler gibi romanlarında adı geçen mekanların bir kısmı bugün yok olmuşsa da şehirde Joyce’un izi hala sürülebilir.
Yemyeşil St. Patrick Festivali

St. Patrick günü her yıl 17 Mart'ta kutlanan ulusal bir İrlanda Bayramı. Dublin`de o gün düzenlenen festivale milyonlarca turist geliyor. Kutlamaların sembolü yeşil renk baharın, İrlanda`nın ve yoncanın rengi. Hristiyan İrlanda için önemli bir figür olan Aziz Patrick, efsaneye göre adadaki bütün yılanları peşinden sürükleyerek halkı kurtarmış.
Rengarenk kapıların ilginç hikayesi

Dublin rengarenk kapılarıyla da meşhur. Bunun nedeni İngiliz kraliçesi Victoria öldüğünde yas tutmayı reddeden İrlandalıları'n, “kapıları siyaha boyayın” emrine tepki olarak tüm kapıları canlı renklere boyamaları imiş.
Alışveriş
Dublin`e gittiğinizde mutlaka uğramanız gereken yer Avoca. Bir aile şirketi olan ve Dublin gibi birçok şehirde şubesi bulunan Avoca hem alışveriş yapabileceğiniz hem de kafesinde keyifle vakit geçirebileceğiniz bir mağaza. Avoca adını, geleneksel yün dokuma tezgahlarıyla ünlenmiş Avoca köyünden almış. Sadece bu köyü ve Avoca markasının 300 yıllık üretim merkezini gezmek için turlar düzenleniyor. Avoca mağazalarında işte bu tezgahlarda dünyaca ünlü İrlanda yünüyle dokunan Moher şallar, hediyelikler satılıyor. Avoca`ya gittiğinizde üst kattaki kafe bölümünde uzunca bir kahvaltı yapmanızı tavsiye ederim. Hem ortamı hem de lezzetli menüsü otantik bir Dublin deneyimi sunuyor.
Yemek
İngiliz kahvaltısına benzeyen İrlanda Kahvaltısı, patates püresi ve kıyma ile yapılan Shepherd`s Pie denenebilir. Ayrıca, Soda Ekmeği ve İrlanda tereyağı birleşince tadına doyum olmuyor.
Viski ve ürünleri
İrlanda viskisi dünyaca ünlü. Biz de Teeling Whisky`nin fabrikasını gezdik ve viski nasıl üretilir öğrendik. İrlanda`ya gelen turistler ayrıca Whisky Fudge yani viski aromalı şekerlemelerden de satın alıyor.