
Salı günü altının ons fiyatı kısa süreliğine 3.490 doların üzerine çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı, ardından tekrar bu seviyeye yakın bir düzeye geriledi.
Bu yükselişin başlıca nedenlerinden biri, ABD Başkanı Donald Trump’ın değişken gümrük tarifeleri açıklamaları ve ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell’a yönelik artan eleştirileri oldu. Bu gelişmeler, daha fazla yatırımcının değerli metallere yönelmesine yol açtı.
Trump, karşılıklı gümrük vergilerine 90 gün ara verdiğini belirtmesine rağmen, küresel borsa endeksleri bu açıklamadan olumsuz etkilendi. Yatırımcılar, verilen sürenin yeterli olup olmayacağı konusunda tereddüt yaşıyor.
Altının değeri sadece bu hafta içinde yüzde 5,7, Nisan ayında ise yüzde 14,2 oranında artış kaydetti. Böylece yılbaşından bu yana toplam yükseliş oranı yaklaşık yüzde 31 oldu.
Altındaki yükselişi tetikleyen unsurlar
Altının son dönemdeki değer artışında en önemli etkenlerden biri, Trump’ın ABD Merkez Bankası'na (Fed) yönelik baskılarını artırması oldu. Başkan Trump, enflasyon oranlarının düşmesine rağmen Fed’in faiz indiriminde yavaş davranmasını eleştiriyor.
Trump, Truth Social platformunda yaptığı açıklamada, enerji ve gıda maliyetlerinin önemli ölçüde düştüğünü, enflasyonun ise neredeyse ortadan kalktığını savunarak Fed'in daha hızlı faiz indirimi yapması gerektiğini belirtti.
Öte yandan Trump’ın Fed Başkanı Jerome Powell’ı görevden almayı gündemine aldığına dair haberler de tartışma yarattı. Ancak Powell, ABD başkanının doğrudan görevden alamayacağı bağımsız bir kurumun başında bulunuyor. Buna rağmen Yüksek Mahkeme’nin konuyla ilgili önemli bir davayı değerlendirdiği belirtiliyor.
Trump’ın bu söylemleri, para politikasının siyasallaşabileceği endişesini artırdı. Bu da yatırımcı güvenini zedeleyerek piyasalarda dalgalanmalara neden oldu. Güvenli liman olarak görülen altın ve gümüşe olan talep ise bu süreçte daha da arttı. Bu hafta altın fiyatı bu nedenle yüzde 1,3 daha yükseldi.
Dahası, ABD dolarının değer kaybetmesi ve ABD-AB ile ABD-Çin arasındaki ticaret ilişkilerinde yaşanan gerilimler de altın talebini destekliyor. ABD şu anda Çin’e yüzde 245’e varan gümrük vergileri uygularken, Çin de misilleme olarak yüzde 125 oranında vergi koymuş durumda.
Yakın dönemde ABD’nin kritik minerallerin ithalatını inceleme altına alması, iki ülke arasındaki tansiyonun önümüzdeki günlerde daha da yükseleceğine işaret ediyor. Bu da altının yukarı yönlü seyrini sürdürebileceği anlamına geliyor.
Her ne kadar küresel altın arzı şu anda güçlü görünse de, eskiyen madenler, azalan rezervler ve düşen cevher kalitesi uzun vadede arz endişelerini artırıyor ve bu da fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmaya devam ediyor.