
Federal Konsey, Washington ile müzakereleri sürdürmek istiyor. Bu süreçte İsviçre’nin en büyük ihracat kalemlerinden biri olan altın, pazarlık masasında önemli bir unsur haline gelebilir.
Altın Ticaretinde Görünmeyen Gerçekler
Donald Trump, İsviçre’ye uygulanan vergilerin gerekçesi olarak ABD’nin bu ülkeye karşı verdiği 40 milyar franklık ticaret açığını gösterdi. Ancak uzmanlara göre bu açık büyük ölçüde altın ticaretinden kaynaklanıyor ve bu veriler gerçeği tam olarak yansıtmıyor.
Altın İsviçre’de üretilmiyor. Çoğunlukla İngiltere'den, özellikle de Londra’dan gelen 12 kiloluk altın külçeleri, İsviçre'deki dev rafinerilerde yeniden işlenerek ABD pazarına uygun hale getiriliyor. Standartlara uygun hale gelen 1 kiloluk külçeler ABD’ye ihraç ediliyor.
Bu işlem İsviçre için oldukça maliyetli olsa da, tüm değer ithalat değil ihracat hanesine yazılıyor. Böylece İsviçre’nin ABD’ye devasa mal ihracatı yaptığı gibi bir görüntü oluşuyor. Bu da istatistiklerde ticaret açığını olduğundan büyük gösteriyor.
2025'in İlk Yarısında Rekor Altın İhracatı
Jeopolitik gerilimler ve ABD’nin vergi tehdidi nedeniyle bu yılın ilk yarısında İsviçre, ABD’ye yaklaşık 500 ton altın gönderdi. Bu ihracatın toplam değeri 38 milyar İsviçre frangını buldu. Bu da altının ne kadar stratejik bir unsur olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Çözüm Arayışları Başladı
İsviçre medyasından SonntagsZeitung’a göre, bu "istatistiki sapmayı" düzeltmek için çeşitli öneriler gündemde. Bunlardan biri, altının yeniden İngiltere’ye gönderilerek ihracatın oradan yapılması. Bir diğer öneri ise bu işlemin doğrudan ticaret değil, sermaye hareketi sayılması. Bu yöntemle altın satışı, ürün ticareti yerine bir finansal transfer olarak sınıflandırılabilir.
Bazı uzmanlar da altın ihracatına vergi getirilmesini veya bu işlemlerin Merkez Bankası ya da uluslararası bankalar aracılığıyla gerçekleştirilmesini öneriyor. Böylece ticaret dengesine yansıyan rakamlar daha gerçekçi hale gelebilir.