
BBC binası önünde toplanan binlerce gösterici, yaklaşık 3 kilometre süren yürüyüşün ardından Parlamento Meydanı’na ulaştı. Protestocular, Trump’ın iklim krizi, göç politikaları, uluslararası ilişkiler ve Gazze’deki gelişmelere yönelik tutumunu eleştirdi.
“Trump’ı durdur”, “Irkçılığa hayır, Trump’a hayır”, “Soykırıma son ver” ve “İsrail’i silahlandırma” yazılı pankartlar taşıyan kalabalık, ayrıca Trump’ın, reşit olmayan kız çocuklarına yönelik fuhuş ağı kurmakla suçlanan ve cezaevinde ölü bulunan milyarder Jeffrey Epstein ile çekilmiş fotoğraflarını da yanlarında getirdi.
Parlamento Meydanı’nda kurulan sahneden konuşan İngiliz Milletvekili Zarah Sultana, Gazze’de yaşananları “tarihte en çok kayda geçirilen soykırım” olarak nitelendirdi. ABD’nin sağladığı silahlar, lojistik destek ve siyasi korumanın bu tabloya yol açtığını vurgulayan Sultana, “Washington bu nedenle soykırımın doğrudan suç ortağıdır.” dedi.
Sultana, İngiltere ve Avrupa Birliği’nin de sorumluluk taşıdığını dile getirerek, “İngiltere hükümeti, ABD’nin de destek verdiği İsrailli savaş suçlularını defalarca kırmızı halıyla ağırladı. Bu durum, ahlaken savunulamaz ve siyasi olarak kabul edilemez.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, siyasilerin hem hukuken hem de siyaseten hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Irkçılığa Karşı Dur Platformu temsilcilerinden Sabby Dhalu ise yaptığı konuşmada, ikinci Trump başkanlığının dünya genelindeki faşist ve ırkçı grupları cesaretlendirdiğini belirtti. Elon Musk gibi isimler ile geçtiğimiz günlerde İngiltere’de düzenlenen büyük faşist yürüyüşler arasında Trump aracılığıyla bir bağ kurulduğunu dile getirdi.
Dhalu, İngiltere hükümetini Trump’ı ikinci kez davet ettiği için eleştirerek, “Bu, ABD başkanları için bir ilk oldu. Vergi mükelleflerinin parası sağlık, eğitim, toplu taşıma ve refah için harcanmalı; Trump gibi isimlere kırmızı halı sermek için değil.” şeklinde konuştu.