
Bu anlaşma sayesinde Estonya'nın en az 30 milyon euro ek gelir elde etmesi bekleniyor. Ancak bu plan, ülke içinde özellikle güvenlik açısından tartışmalara yol açtı.
Adalet Bakanlığı ve İç Güvenlik Servisi, İsveç’ten gelecek yabancı mahkumların Estonya’da barındırılmasının yaratabileceği risklere dikkat çekiyor. Özellikle aşırıcılıkla ya da uluslararası organize suç ağlarıyla bağlantılı kişilerin ülkeye giriş yapabileceği ve bunun iç güvenliği tehdit edebileceği ifade ediliyor.
Estonya İç Güvenlik Servisi sözcüsü Marta Tuul, ulusal televizyona verdiği demeçte, "Endişemiz, radikal unsurlarla bağlantılı kişilerin Estonya’ya gelmesi ve bu kişilerin yabancı mahkumlarla temasa geçmesi. Ziyaretçi trafiğinin de bu riski artırabileceğini gözlemliyoruz," dedi.
Estonya'da mahkum sayısı son yıllarda düşüşte. 2023 yılında ilk kez toplam tutuklu sayısı 2 binin altına indi ve bu sayı yılda ortalama 100 kişi azalıyor. Buna karşın, İsveç'te uygulanan daha sert cezalar nedeniyle mahkum nüfusunun kısa vadede azalma ihtimali düşük.
Adalet Bakanlığı Teftiş Dairesi Başkanı Indrek-Ivar Määrit, bu projeyle ilgili üç temel endişe taşıdıklarını belirtti: "Birincisi, Estonyalı mahkumların koşullarının kötüleşmemesi. İkincisi, yabancı mahkumlara Estonya yasaları ve uluslararası standartlara uygun şekilde davranılması. Üçüncüsü ise, Estonya’nın iç güvenliğinin tehlikeye atılmaması."
Proje kapsamında ilk olarak, Tartu Cezaevi'nin 175 hücreli ve yaklaşık 350 kişilik S Kanadı kullanılacak. Sonrasında, 318 hücreli ve 631 kişi kapasiteli E Kanadı da devreye girecek.
Cezaevleri Genel Sekreteri Rait Kuuse, konuyla ilgili olarak, “Kadın ve çocuk mahkumları kabul etmeyeceğiz. Kabul edilecek kişiler, çoğunlukla bireysel suçlardan veya uyuşturucu suçlarından hüküm giymiş, çete bağlantısı olmayan ve ülke güvenliği açısından büyük risk taşımayan erkek mahkumlar olacak,” açıklamasında bulundu.