Almanya’da Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) partisi, yasa dışı göçmenlerin aile birleşimini kısıtlayan ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı hedefleyen bir yasa tasarısını meclise sundu. İlk kez bir ana akım parti, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oylarına güvenerek yasa çıkarmaya çalıştı.
Ancak CDU lideri Friedrich Merz, kendi partisinden 12 milletvekilinin tasarıya destek vermediğini açıkladı. Bu durum, parti içinde aşırı sağ ile iş birliği konusunda yaşanan görüş ayrılıklarını gözler önüne serdi.
Uzmanlar, bu gelişmenin Almanya siyasi tarihinde önemli bir kırılma noktası olabileceğini belirtiyor. Almanya uzmanı ve Fribourg Üniversitesi’nden emekli profesör Gilbert Casasus, bu durumu "Alman siyasetinde son 45 yıldır gördüğüm en duygusal ve en sert tartışmalardan biri" olarak değerlendirdi.
Seçimler öncesi muhafazakârlardan göç karşıtı hamle
Almanya, 23 Şubat’ta yapılacak genel seçimlere hazırlanırken, göç konusu seçim kampanyalarının merkezinde yer alıyor. Çarşamba günü, CDU ve AfD ilk kez birlikte hareket ederek göçü sınırlandırmaya yönelik bağlayıcı olmayan bir önergeyi meclisten geçirmişti. Ancak cuma günü yapılan oylama, yasal bağlayıcılığı olan bir yasa tasarısıydı ve başarısız oldu.
Bu gelişme, savaş sonrası Almanya’da siyasi partilerin aşırı sağ ile iş birliği yapmama kuralını ihlal eden bir adım olarak değerlendiriliyor. CDU'nun, AfD ile birlikte hareket etmesi, ülkede büyük tartışmalara yol açtı.
Gelecekte sağ ve aşırı sağ ortaklık kurabilir mi?
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, CDU ve AfD’nin ileride hükümet kurmak için ittifak yapabileceği konusunda uyarıda bulundu. Uzmanlar, seçimlerden sonra CDU’nun koalisyon için iki seçeneği olacağını belirtiyor: Ya Sosyal Demokratlar (SPD) ya da Yeşiller ile iş birliği yapmak. Ancak CDU’nun son hamlesi, Yeşiller ve SPD’nin kendisiyle koalisyon yapma ihtimalini zora sokabilir.
Muhafazakârların göç karşıtı politikalar üzerindeki ısrarı, son dönemde ülkede artan suç olaylarıyla ilişkilendiriliyor. Aschaffenburg’da bir Afgan göçmenin düzenlediği bıçaklı saldırı, göçmen karşıtı söylemlerin güçlenmesine yol açarken, bu durum sağ partilerin sert politikalarına zemin hazırlıyor.
Almanya’da aşırı sağın yükselişi ve muhafazakârlarla olası iş birliği, önümüzdeki seçim sürecinde siyasi dengeleri önemli ölçüde etkileyebilir.