İlk bakışta garip görünse de, Japon halk hekimliğinde sarımsağın sadece yemeklerde değil, şifa aracı olarak da uzun bir geçmişi var. Doğal antibakteriyel özellikleriyle bilinen sarımsak, refleksoloji ilkelerine göre uygulandığında baş bölgesindeki sinirlerle bağlantılı olduğu düşünülen ayak baş parmağı üzerinden etkisini gösterebiliyor.

Sarımsak ciltle temas ettiğinde içeriğindeki “allicin” adlı bileşik devreye giriyor. Allicin, damar genişletici ve kan dolaşımını artırıcı etkisiyle biliniyor. Bu da baş ağrısına yol açan dolaşım dengesizliklerinin geçici olarak düzelmesine yardımcı olabiliyor.

Uzmanlar yöntemin modern tıpta kanıtlanmış bir tedavi olmadığının altını çiziyor; sarımsağın ağrı kesici özelliğini destekleyen klinik araştırmalar henüz yetersiz. Ancak dolaşım üzerindeki olumlu etkileri bilimsel olarak kabul ediliyor.

Geleneksel Japon tıbbında bu tür doğal yöntemler, modern tedavilerle birlikte tamamlayıcı olarak kullanılıyor. Sarımsak uygulaması da bu kültürel yaklaşımın dikkat çekici örneklerinden biri. Yine de doğrudan cilde temas eden sarımsak bazı kişilerde tahriş veya alerjik reaksiyonlara yol açabileceği için uzmanlar, sarımsağın ince bir tülbente sarılarak veya yara bandının içine yerleştirilerek uygulanmasını öneriyor.

Uygulamanın uzun süreli ve sık tekrar edilmemesi de önemli. Özellikle baş ağrısı sık tekrarlıyorsa mutlaka bir doktora danışılması gerekiyor.

Sosyal medyada pek çok kullanıcı yöntemi deneyip olumlu sonuçlar aldığını belirtiyor. Kimi birkaç dakika içinde ağrının hafiflediğini söylerken, kimi migrenin başlangıcında uygulandığında ağrının ilerlemesini durdurduğunu ifade ediyor.