
SVP'nin (İsviçre Halk Partisi) güçlü olduğu kırsal bölgelerde bile öneriye yeterli destek gelmedi. Büyükşehirlerde ise sol partilerin öne sürdüğü “vergi kayıplarının kamu hizmetlerine zarar vereceği” uyarısı etkili oldu. Seçmenlerin büyük bölümü, devlet kasasında oluşacak kaybın, büyük şirketler için yaratılacak potansiyel faydadan daha ağır bastığını düşündü.
Basel’de farklı bir tablo
Zürih’teki red kararının aksine, aynı gün Basel-Stadt Kantonu'nda yapılan oylamada benzer bir vergi düzenlemesi kabul edildi. Ancak Basel’deki teklif sadece doğrudan bir vergi indirimi öngörmüyordu. OECD’nin küresel asgari kurumlar vergisi uygulamasıyla birlikte daha fazla vergi ödeyecek olan küçük ve orta ölçekli şirketlere destek vermeyi amaçlayan daha kapsamlı bir teşvik paketi sunuluyordu.
Basel ekonomisinin Zürih’e kıyasla daha az çeşitlilik göstermesi ve özellikle ilaç sektörüne olan yüksek bağımlılığı, geniş bir siyasi yelpazede desteğin sağlanmasına neden oldu.
Sonuç: Ekonomik öneriler hâlâ karşılık bulabiliyor
Bu durum, ekonomik çıkarları savunan tekliflerin hâlâ seçmen nezdinde karşılık bulabildiğini gösteriyor. Ancak bunun için, teklifin genel kamu yararını gözettiği ve sadece büyük sermaye çevrelerine avantaj sağlamadığı yönünde güçlü bir inanç oluşturması gerekiyor. Halk, artık yalnızca vergi indirimleriyle değil, ekonomik yapıyı güçlendirecek bütüncül yaklaşımlarla ikna edilebiliyor.