İsviçre, küresel inovasyon sıralamasında (GII - Global Innovation Index) son 14 yıldır birinci sırada yer alıyor. Avrupa’nın en yenilikçi ülkesi olarak gösterilen İsviçre, özellikle araştırma merkezleri, ileri üretim teknolojileri ve yüksek vasıflı iş gücü ile öne çıkıyor. Mühendislik, robotik ve biyoteknoloji alanlarında büyük başarılar sağlayan ülke, inovasyon gücünü uzun yıllardır koruyor.
Ancak ülke içindeki kantonlar arasında inovasyon açısından farklılık olup olmadığı bugüne kadar detaylı şekilde incelenmemişti. Luzern Üniversitesi’nin yaptığı yeni bir araştırma ile kantonlar arası inovasyon farkları ilk kez sistematik olarak analiz edildi.
Luzern Üniversitesi, küresel inovasyon endeksini temel alarak, İsviçre’deki kantonların inovasyon seviyelerini karşılaştırmak için Kantonel İnovasyon ve Yaratıcılık Endeksi (KIKI) adlı yeni bir ölçüm aracı geliştirdi.
Bu endekste 101 farklı kriter incelendi ve her kantonun bilgi, çevresel faktörler, yaratıcılık ve büyüme alanlarındaki performansı değerlendirildi.
Sonuçlar, İsviçre kantonları arasında büyük farklar olduğunu gösteriyor.
İnovasyon sıralamasında Kanton Zug en yüksek puanı aldı.
Zug özellikle bilgi ve büyüme alanlarında lider konumda.
İlk üç sıradaki kantonlar:
1. Zug – Bilgi ve büyüme açısından lider.
2. Basel-Stadt – Yaratıcılık açısından en yüksek puana sahip ancak büyüme oranı düşük.
3. Zürih – Büyüme ve yaratıcılık açısından Basel-Stadt’ın gerisinde kaldı.
Zug’un birinciliği, bölgedeki yüksek teknoloji şirketleri, finans sektörü ve güçlü ekonomik büyüme ile ilişkilendiriliyor.
Listenin en sonunda yer alan kanton Glarus oldu.
Araştırmacılar, Glarus'un düşük inovasyon seviyesine rağmen bazı avantajlara sahip olduğunu belirtiyor. Özellikle yüksek yaşam kalitesi ve şehirleşmiş bölgelere yakınlığı kantonun pozitif yönleri olarak öne çıkıyor.
Bu yeni araştırma, İsviçre’nin inovasyon açısından güçlü bir ülke olmasına rağmen, kantonlar arasında büyük farklılıklar bulunduğunu ortaya koyuyor.
Bu sonuçlar, İsviçre’de bölgesel inovasyon politikalarının önemini ve yerel yönetimlerin inovasyonu teşvik etmesi gerektiğini gösteriyor.