
Ziyareti, ETH Zürih’teki Eğitim Sistemleri Araştırma Laboratuvarı organize etti
Los Angeles’tan personel geliştiricisi Narineh Makijan, İsviçreli öğrencilerin olgun, kendine güvenen ve tutkuyla çalışan bireyler olduğunu söyledi. Indiana’daki Richard M. Fairbanks Vakfı'nın yöneticisi Claire Fiddian-Green ise “Gençlerin başarılı bir kariyere hazırlanması tüm ülke için faydalı,” diyerek, bu sistemi kendi eyaletinde uygulamak istediğini belirtti.
Özellikle bankacılık sektörü ilgisini gösterdi. İsviçreli gençlerin çok erken yaşta iş yerlerinde görev alarak ciddi deneyim kazanmaları, ABD heyetini etkiledi.
ETH Profesörü Ursula Renold, yabancı eğitim uzmanlarını düzenli olarak İsviçreli işverenlerle buluşturuyor. Renold’a göre pek çok ülke gençleri iş gücü piyasasına kazandıramıyor çünkü sistemleri aşırı akademik odaklı.
Paylaşmak Risk mi?
Ancak bu sistemin yurt dışına aktarılması herkes tarafından olumlu karşılanmıyor. Kimya sektöründe faaliyet gösteren Dottikon ES şirketinin CEO’su Markus Blocher, bu fikre karşı:
“Meslek eğitimi bizim ekonomik gücümüzün temel taşlarından biri. Genellikle bir rakibe üstün olduğunuz noktaları öğretmezsiniz,” diyor.
Blocher, İsviçre’nin kaliteli üretim gücünü koruması gerektiğini, ABD’nin yenilikçilikte güçlü kalabileceğini ama üretimin İsviçre’de kalması gerektiğini savunuyor.
Karşılıklı Fayda Mümkün mü?
Profesör Ursula Renold ise İsviçre’nin bu sistemden uluslararası alanda da fayda görebileceğini söylüyor. “İsviçre diplomalarının ne kadar değerli olduğunu dünyaya anlatabilirsek, bu sistemden mezun olan herkes kazanır,” diyor.
Renold’a göre bu modelin ABD’de yaygınlaşması zaman alacak ve muhtemelen sadece bazı eyaletlerde uygulanabilecek. Zira kültürel farklar oldukça büyük.