
Vaud kantonundaki Soral köyü, 900 nüfuslu sakinleri için her gün tam bir kabusa dönüşüyor. Günlük yaklaşık 7000 araç, Fransa’dan gelen sınır ötesi çalışanları taşırken, yollar neredeyse her iki saniyede bir bir araçla doluyor. Köy sakinleri bu yoğun gürültüye dayanamazken, yetkililer çözüm bulmakta zorlanıyor. Belediye Başkanı Laura Weiss, “Kantonun ekonomik büyümesine devam etmeden önce bu sorunları düşünmek gerek” diyor.
Fransız tarafında Valleiry küçük kasabasının belediye başkanı Alban Magnin de benzer sıkıntılardan şikayetçi: trafik sıkışıklığı, hızlı kentleşme ve artan emlak fiyatları. Magnin, “Burada bir ev alabilmek için iki İsviçre frangı maaşı kazanmak gerekiyor” diyerek, gelir eşitsizliğinin boyutunu ortaya koyuyor. Son 50 yılda Valleiry nüfusu 1000’den 5000’e çıkarken, metrekaresi fiyatlar üç katına çıkmış durumda. Bu durum, sınır ötesi çalışanlarla yerel euro geliriyle yaşayanlar arasında sessiz bir ayrışma yaratıyor.
Artan ihtiyaçlar, yerel kamu hizmetlerini zorluyor. Annemasse’de belediye başkanı Christian Dupessey, her 6 yılda bir 17 sınıflık yeni bir ilkokul açmak zorunda kalıyor. Bütçeler hızla artarken, belediye çalışanlarının Cenevre’ye daha yüksek maaş için gitmelerini önlemek de güçleşiyor.
50 yıl önce sınır ötesi çalışan sayısı 9000 iken, bugün 115 bin kişiye ulaştı. Bu artış, Fransa’ya yapılan 370 milyon franklık Cenevre katkısı ile telafi edilmeye çalışılsa da, kamu harcamaları gelirleri aşıyor. Şirketler de, İsviçre tarafındaki maaşların çok daha yüksek olması nedeniyle personel bulmakta zorlanıyor.
Haute-Savoie bölgesi, 120 bin sınır ötesi çalışanıyla Fransa’nın en zengin ve en eşitsiz bölgelerinden biri haline geldi. İsviçre frangı kazananlar daha rahat yaşarken, euro ile geçinenler yaşamını sürdürmekte zorlanıyor. Kiralar artıyor, kreşler dolup taşıyor, kamu hizmetleri tükeniyor.
Cenevre, sınır ötesi çalışanlara olan bağımlılığını pandemide açıkça gördü: Hastanelerdeki personelin yarısından fazlası Fransız çalışanlardan oluşuyor ve maaş farkı üç-dört kat. Frangın değer kazanmasıyla bu fark daha da derinleşiyor.
Bölgede özgür dolaşım, halkları yakınlaştırmak yerine bir uçurum yarattı. Artık gerçek sınır haritalarda değil; yerleşim alanlarında, komşular arasında ve gelir kaynaklarında çiziliyor. Zenginlik ve kırgınlık arasında gelişen Büyük Cenevre, refahın serbestçe dolaştığı ama herkes için eşit paylaşılmadığı bir Avrupa örneği sunuyor.







