
Digitec-Galaxus’un verilerine göre, 2022 yılında siparişlerin %12’si iklim katkısıyla tamamlanırken bu oran 2025’te %10’un altına geriledi. Ve bu sadece bir istatistik değil, aynı zamanda değişen önceliklerin sessiz ama güçlü bir yansıması.
Pandemi, savaşlar, enerji krizi, enflasyon... Son birkaç yılın küresel gündemi, çevre bilincini arka sıralara itti. İsviçre’de sadece sağlık harcamaları değil, gıda ve enerji fiyatları da yükseldi. Ortalama bir hane için tasarruf artık lüks değil, zorunluluk hâline geldi.
Peki, bu koşullarda insanlar neden karbon telafisi için birkaç frank daha ödesin?
Çevre bilinciyle vicdan arasında bir denge gerekiyordu ama görünüşe göre terazinin ağırlığı bütçeye kaydı.
Migros’un online satış devi Digitec-Galaxus’un cirosu 3.2 milyar frankı aştı. Tüketim artıyor. Ama aynı zamanda iklim farkındalığı düşüyor. Almanya'da durum daha da kötü: karbon katkısı yapan sipariş oranı %4'e kadar düştü.
Uçuşlarda da tablo farklı değil. Swiss Havayolları'na göre sadece her 25 yolcudan biri uçuşunu gönüllü olarak karbon nötr hâle getiriyor. Oysa Zürih-Mallorca gibi bir uçuşun gerçek çevresel maliyeti yaklaşık 90 frank.
Bu tabloyu sadece “insanlar artık duyarsız” diye okumak haksızlık olur. Asıl mesele şu:
Küresel krizler, bireysel kararları bastırıyor. İnsanlar geleceği kurtarmaya çalışırken bugünü kaybetmemek için mücadele veriyor.
Ama sorun da burada başlıyor. Çünkü iklim değişikliği “bekleyelim, sonra çözeriz” denilebilecek bir mesele değil. Vicdanımız, market fiyatlarına yenilmemeli. Aksi hâlde gelecek, sadece daha pahalı değil, daha yaşanmaz da olacak.