
OECD’nin yayımladığı son rapora göre, sahtecilik neredeyse tüm sektörleri etkiliyor: kıyafetler, ayakkabılar, çantalar, ilaçlar, kozmetik ürünler ve oyuncaklar sahtecilik ağlarının en çok hedef aldığı alanlar arasında yer alıyor. Tüketiciler çoğu zaman farkında olmadan bu ürünleri satın alırken, bu sahte ürünlerin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ciddi sağlık ve güvenlik riskleri taşıdığı vurgulanıyor. Çünkü sahte ürünler, üretim standartlarına ve güvenlik normlarına uymuyor.
Yeni Nesil Sahteciler Takibi Zorlaştırıyor
OECD’de sahtecilikle mücadele grubunda görev yapan ekonomist Morgane Gaudiau’ya göre, sahteciler giderek daha sofistike yöntemler kullanıyor. “Üretim tesislerini artık tüketicilere daha yakın bölgelere taşıyorlar,” diyen Gaudiau, böylece hem dağıtım süresini kısalttıklarını hem de gümrük denetimlerinden daha kolay kaçabildiklerini ifade etti.
Ayrıca, sahte ürün üreticileri piyasada talep gören ürünlerin kopyalarını çok kısa sürede üreterek satışa sunabiliyor. Bu ürünler yalnızca kendi kurdukları web sitelerinde değil, aynı zamanda popüler e-ticaret platformlarında da yer buluyor. Bu durum, denetim organlarının işini daha da zorlaştırıyor.
Gümrükler Kaynak Yetersizliğiyle Mücadele Ediyor
Sahte ürünlerin tespiti ve engellenmesinde önemli rol oynayan gümrükler ise sıklıkla yetersiz kaynaklarla mücadele ediyor. Artan internet alışverişi ve küçük paketli gönderiler, sahte ürünlerin sınırdan geçişini kolaylaştırıyor.
OECD, uluslararası iş birliğinin ve dijital platformlarda daha sıkı düzenlemelerin önemini vurgularken, tüketicilere de bilinçli alışveriş çağrısında bulunuyor. Sahtecilik yalnızca markaların değil, toplum sağlığının da düşmanı olmaya devam ediyor.