
İsviçre Federal Hükümeti (Bundesrat), Avrupa Birliği (AB) ile yürütülen görüşmeler kapsamında kişilerin serbest dolaşımına dair kritik bir adım attı. Buna göre, göçle ilgili belirli eşik değerler aşılırsa, İsviçre’nin kendi inisiyatifiyle koruma maddesini (Schutzklausel) devreye sokarak AB ülkelerinden gelen göçü sınırlayabileceği açıklandı.
Zorlayıcı koşullarda koruma mekanizması devrede
Adalet Bakanı Beat Jans tarafından kamuoyuna açıklanan plana göre, koruma maddesi yalnızca “tüm ülkeyi etkileyen ciddi ekonomik veya sosyal sorunlar” durumunda aktif hale getirilebilecek. Bu sorunlar arasında işsizlik oranlarındaki artış, sosyal yardım başvurularının çoğalması, konut sıkıntısı ve trafik yoğunluğu gibi göstergeler yer alıyor.
Jans, “Serbest dolaşım hakkı bizim için çok önemli, ancak toplumda oluşabilecek dengesizliklere karşı elimizde bir güvenlik mekanizması olması da şart,” ifadelerini kullandı.
Dört ana gösterge ve eşik değerler
Yeni düzenlemeye göre Federal Hükümet dört temel gösterge belirledi:
- AB’den İsviçre’ye net göç
- Sınır ötesi çalışanların (Grenzgänger) sayısı
- İşsizlik oranındaki artış
- Sosyal yardım alanların oranı
Bu göstergelerden herhangi biri yıl içinde belirlenen eşiği aşarsa, Bundesrat bu durumu değerlendirip, koruma maddesini uygulayıp uygulamama kararını verecek.
Göç Sekreteri Vincenzo Mascioli’nin verdiği bilgiye göre, bu göstergelere geçmişe yönelik uygulama yapılsaydı, 2002 yılından bu yana sekiz kez koruma maddesinin devreye alınması gerekirdi.
Brüksel'le karşılıklı önlemler mümkün
İsviçre bu adımı AB ile 2024 sonunda üzerinde mutabakata vardığı yeni koruma maddesi düzenlemesine dayanarak atıyor. Ancak bu durum, Brüksel’in de karşı önlemler alabilmesi anlamına geliyor. Örneğin İsviçre tek taraflı olarak bu sınırlamaları getirirse, AB de buna yanıt olarak yalnızca serbest dolaşımı değil, diğer bazı iç pazar anlaşmalarını da etkileyebilecek yaptırımlara başvurabilir. Tarım sektörü ise bu karşı önlemlerden muaf tutulacak.
Yasal süreç başlıyor
Bundesrat, Haziran 2025'te bu düzenlemeleri resmi olarak kamuoyunun ve ilgili kurumların görüşüne sunacak (Vernehmlassung). Ardından yasal değişiklikler Parlamento’ya sevk edilecek.
Bu gelişme, İsviçre-AB ilişkilerinde masada olan kapsamlı anlaşma paketinden önce atılan son büyük adım olarak değerlendiriliyor. Serbest dolaşım konusundaki bu esneklik sayesinde, Federal Hükümet hem iç kamuoyuna güven vermeyi hem de Brüksel'le olan pazarlıkta elini güçlendirmeyi amaçlıyor.