
Bugün İsviçre’de ev kiralamak isteyen herkes, 17 frank değerinde icra takip belgesi sunmak zorunda kalıyor. Özellikle sık sık taşınan kişiler, her seferinde farklı bölgelerden belge almak zorunda kalıyor. Bu süreç hem zaman alıcı hem de maliyetli.
Yeni öneriyle birlikte, bu belge ulusal bir veritabanı üzerinden 7/24 çevrimiçi olarak alınabilecek. Ulusal Meclis'in Haziran ayında bu yasa değişikliğini oylaması bekleniyor. Meclisin Hukuk Komisyonu, öneriyle ilgili olarak tüm önemli paydaşların görüşlerini aldı ve genel anlamda fikir birliği sağlandı. Ekonomi çatı örgütü Economiesuisse'ten Ev Sahipleri Derneği'ne (HEV) kadar birçok kuruluş bu değişikliği destekliyor.
354 ayrı takip bölgesi karmaşaya yol açıyor
Bugün İsviçre'de 354 farklı takip bölgesi bulunuyor ve bu bölgeler birbirleriyle bağlantılı değil. Bir kişi adres değiştirip başka bir bölgeye taşındığında, önceki borç bilgileri yeni bölgeye aktarılmıyor. Bu sistem, "kira kaçakçılığı" yapan kişilerin kolayca sistemden kaçmalarına olanak tanıyor.
Winterthur'da yaşanan bir olayda, bir çift, elinde temiz bir takip kaydı olan bir kiracıya dairesini kiraladı. Ancak bu kişi kira ödemedi. Daha sonra ortaya çıktı ki, bu kişi önce Zug kantonuna taşınmış, burada henüz bir takip kaydı bulunmadığı için temiz bir belge almış ve ardından Winterthur'a yerleşmişti.
Zürih 3. bölge takip memuru Yves de Mestral, yılda yaklaşık 1000 kişinin bu şekilde sahte takip belgeleriyle insanları aldattığını tahmin ediyor. Bu sayı, yıllık 1,5–2 milyon belge arasında küçük bir oran olsa da, bireysel zararın büyük olabileceğini belirtiyor.
eOperations Schweiz AG sistemi yönetecek
Ulusal veri tabanının, kantonlar, belediyeler ve "Dijital İdare İsviçre" gibi kuruluşlara ait olan eOperations Schweiz AG tarafından işletilmesi öngörülüyor.
Bu sistem, aynı zamanda özel kredi kontrol firmaları için bir rekabet unsuru olabilir. Bugün birçok online mağaza, müşterilerin ödeme kapasitesini değerlendirmek için bu firmalarla çalışıyor. SP milletvekili Ueli Schmezer, bu durumun tüketicilere gizli maliyetler yüklediğini ve yeni sistemin bu şeffaf olmayan milyonluk sektöre karşı önemli bir adım olduğunu söylüyor.
Buna karşılık, Gläubigerschutzorganisation Creditreform’un başkanı ve tahsilat firması sahibi Raoul Egeli, yeni sistemin Federal Konsey’e çok fazla yetki verdiğini eleştiriyor. Ayrıca, bir kişinin borç takibine alınmasının uzun sürdüğünü ve küçük alacakların genellikle takip edilmediğini belirtiyor.
E-ID tartışması süreci tehlikeye atabilir
Yeni sistemin kimlik doğrulaması için gönüllü olarak devlet destekli elektronik kimlik (E-ID) kullanılması planlanıyor. Ancak Piratenpartei, Mass-voll Hareketi, EDU ve Anayasa Dostları gibi gruplar, E-ID’ye karşı 50.000 imza topladı. Bu sayıya ulaşıldığı takdirde, halk tekrar E-ID konusunda referanduma gidecek.
Eğer E-ID reddedilirse, sistem için başka bir güvenli kimlik doğrulama yöntemi geliştirilmesi gerekecek. Aksi takdirde kiracılar yıllarca zahmetli bir şekilde farklı ofislerden takip belgeleri almak zorunda kalmaya devam edecek.