Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Avrupa için uyarı
Alain Berset: Güvenliğin temeli demokrasidir
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ve eski İsviçre Cumhurbaşkanı Alain Berset, Euronews'e verdiği özel röportajda, Avrupa’nın yeni bir kırılma noktasına gelmeden önce “demokrasi temelli bir pakt” inşa etmesi gerektiğini ifade ediyor.

Romanya’nın yeni cumhurbaşkanının seçilmesi sadece ulusal bir mesele değildi. Bu seçim; Ukrayna’ya sağlanacak askeri yardımlardan, komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne ve Avrupa’nın güvenlik stratejisinin yönüne kadar geniş bir etki alanına sahipti.

Nicușor Dan’ın seçim zaferi kısa süreli bir rahatlama sağlamış olabilir, ancak Avrupa’da derinleşen ayrışmalar ve hızla değişen siyasi dinamikler devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta Tiran’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nde, 40’tan fazla Avrupa lideriyle bir araya gelen Berset, zirvede güvenlik, istikrar ve demokratik yapının dayanıklılığının temel gündem maddeleri olduğunu belirtiyor.

Güvenliğin temeli: Ortak değerler

Avrupa’nın güvenlik yapısı artık daha görünür bir şekilde tehdit altında. Ancak bu güvenliğin temelinde sadece silahlı savunma değil, ortak demokratik değerler bulunuyor. Avrupa Konseyi'nin temel inancı, kalıcı güvenliğin ancak demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüyle sağlanabileceği yönünde.

Günümüzde terör, göçmen krizi ve siber saldırılar gibi karmaşık tehditlerle karşı karşıyayız. Artık “sert” ve “yumuşak” güvenlik ayrımı geçmişte kaldı. Avrupa, merkezine değerleri yerleştiren yeni bir “demokratik güvenlik” stratejisine ihtiyaç duyuyor.

Avrupa Birliği'nin savunma bütçesi 800 milyar euroyu bulmuş durumda. Ancak aynı düzeyde kararlılık, demokratik yapıların korunması için de gösterilmeli.

Tehlike sadece dışarıdan gelmiyor

Avrupa'nın güvenliği yalnızca dış tehditlerle sınırlı değil. İçerideki siyasi parçalanmalar da ciddi bir tehdit oluşturuyor. Geleneksel partiler gerilerken, aşırı uçlar sahneye çıkıyor ve demokratik düzenin yerini anti-pozisyonlara dayalı siyaset alıyor: Avrupa karşıtı, göçmen karşıtı, sistem karşıtı...

İngiltere’de Kemi Badenoch’un Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ulusal güvenliği zayıflattığı gerekçesiyle hedef alması ya da ABD’de Başkan Yardımcısı JD Vance’in ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamaları “Batı’ya tehdit” olarak tanımlaması, bu eğilimleri net biçimde ortaya koyuyor.

Buradaki asıl tehlike, demokrasinin sunduğu araçların -yasalar, kurumlar, özgürlükler- yine demokrasiye karşı kullanılması. Güvenlik adı altında temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, muhalefetin susturulması ve kamuoyunun güvenlik önceliğine ikna edilmesi bu riski daha da artırıyor.

Pek çok Avrupa ülkesinde "yabancı etki yasaları" gibi yasal düzenlemeler yürürlüğe giriyor. Bu önlemlerin amacı güvenliği sağlamak olabilir; ancak bu uygulamalar, muhalefeti bastırmak ya da sivil alanı daraltmak için kullanılmamalı. Hukukun üstünlüğü tüm üye ülkelerde aynı standartlarla uygulanmalı. Aksi halde halkın güveni zedelenir, Avrupa'nın uluslararası itibarı zayıflar.

Yeni bir demokratik pakt: Eğitim, koruma, yenilik

Berset, Avrupa'nın demokratik yapısını korumak için "Yeni Bir Demokratik Pakt" öneriyor. Bu pakt üç ana başlık üzerine inşa edilmeli:

Genç bireyleri doğru bilgiyle donatmak ve dezenformasyona karşı dirençli hale getirmek gerekiyor. Algoritmalara teslim edilen kamusal alan, hakikat ve ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi bozuyor. Bu nedenle, Avrupa Konseyi bünyesinde dezenformasyon ve yabancı etkiye karşı yeni bir sözleşme hazırlanmalı.

Demokrasinin geri çekildiği yerlerde onu güçlendirmek şart. Gazetecilere yönelik saldırılar, adalete müdahale ve seçimlerin güvenilirliğinin zedelenmesi gibi tehditler karşısında Demokratik Dayanıklılık Fonu devreye girmeli.

Demokratik kurumlar, hızla değişen ve sınır ötesi tehditlere karşı esneklik kazanmalı. Avrupa Konseyi ile Avrupa Siyasi Topluluğu birlikte hareket ederek demokratik güvenliği Avrupa'nın öncelikli meselesi haline getirmeli.

Alain Berset, yazısında II. Dünya Savaşı’ndan sonra Buchenwald kampında hayatta kalanların yazdığı “Bir daha asla” sözünü hatırlatarak, bu ifadenin yeni bir çağrının temeli olması gerektiğini vurguluyor. Avrupa’nın geçmişteki karanlık dönemlere geri dönmemesi için, demokratik güvenliği öncelik haline getiren yeni bir uzlaşıya ihtiyaç var.

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Haberler
Yükleniyor
Yükleniyor
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video