Ortaçağ şatolarından 19. yüzyıl şehir evlerine, eski çiftliklerden göl kenarı konaklara kadar 65 farklı yapı, misafirlerine eşsiz bir deneyim sunuyor.
Zürih Gölü kıyısındaki Uerikon’da yer alan 18. yüzyıl ahşap ev “Blumenhalde”, vakfın en gözde adreslerinden. Kapısında ziyaretçileri karşılayan 73 yaşındaki Heidi Mattmüller, “Saint-Gall’de yaşıyorum. Buraya 18. kez geliyorum. Hem yol yakın hem de buranın atmosferi muhteşem” diyor. Göl manzaralı bahçe, ahşap iskele ve küçük bir kayık, mekânın huzurlu ruhunu yansıtıyor.
Ev, 2009’da restore edilerek orijinal planı korunmuş, yalnızca modern bir mutfak ve banyo eklenmiş. Ev sahibi dernek başkanı Thomas Brandenberger, “Tarihi dokuyu yaşatırken modern unsurlarla destekledik. Eski böylece daha da değer kazandı” diyor.
Vakfın direktörü Christine Matthey, kuruluşun hikâyesini şöyle anlatıyor: “Patrimoine Suisse tarafından, İngiltere’deki Landmark Trust’tan ilham alınarak kuruldu. Amacımız, yok olma tehlikesi altındaki eski evleri titizlikle restore edip tatil evi olarak yaşatmak. Böylece hem yeni bir işlev kazandırıyor hem de mimari miras bilincini artırıyoruz.”
Geçen yıl 40 binden fazla geceleme ile rekor kıran vakıf, giderek daha fazla kişiye ulaşıyor. Bazı köylerde bu sayede turizm canlanırken, yerel halkla konuklar arasında dostluklar kuruluyor.
Başlangıçta yalnızca kendi mülklerini restore eden vakıf, bugün özel mülk sahipleri, belediyeler ve diğer vakıflarla iş birliği yaparak büyümesini hızlandırıyor. Christine Matthey, “20 yılda 12 evi kendimiz restore ettik. Ortak projelerle çok daha hızlı ilerliyoruz” diye ekliyor.
Sadece Almanca konuşulan bölgelerde değil, Romand bölgesinde de tanınırlığını artırmaya çalışan vakıf, tarihi mirası korurken, tatilcilere de tarihin içinde yaşama fırsatı sunuyor. Brandenberger, “Ev her zaman dolu, mahalleye hareket katıyor. Hem misafirler hem de bölge için çok olumlu” sözleriyle bu projelerin toplumsal katkısını vurguluyor.
