
Konuşmasına Avustralya’da gerçekleşen saldırıda yaşamını yitirenleri anarak başlayan von der Leyen, özellikle Avrupa’da antisemitizme kesinlikle yer olmadığını vurguladı. İbadet özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve bireylerin kaygı duymadan yaşayabilme hakkının Avrupa Birliği’nin temel değerleri arasında yer aldığını ifade etti.
Yahudi yaşamının Avrupa’nın gelişimi açısından hayati öneme sahip olduğunu savunan von der Leyen, “Yahudi tarihi ve kültürü, Avrupa tarihi ve kültürünün bir parçasıdır. Avrupa’nın tam anlamıyla ilerleyebilmesi, Yahudi yaşamının da gelişmesiyle mümkündür. Bu yaklaşım, AB’nin benimsediği temel ilkelerden biridir,” dedi.
Bu hedef doğrultusunda özellikle ibadethanelerin güvenliği ve emniyetinin sağlanmasının öncelikli konular arasında bulunduğunu belirten von der Leyen, gençlerin ve savunmasız grupların çevrim içi ortamda manipülasyona maruz kalmasını önlemek için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Von der Leyen ayrıca, çevrim içi platformlarda antisemitizmle mücadele kapsamında “güvenilir bildirimciler” ile iş birliği yaptıklarını aktardı.
Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) çerçevesinde görev yapan bu “güvenilir bildirimciler”, yasa dışı kabul edilen içeriklerin tespit edilmesi ve dijital platformların bu konuda uyarılmasıyla sorumlu kişiler olarak tanımlanıyor.







