Kanada’da gerçekleşen bir sokak festivalinde bir aracın kalabalığın içine dalması sonucu en az 11 kişi hayatını kaybetti. Saldırı sonrası 30 yaşındaki Vancouverlı bir erkek gözaltına alındı. Polis, olayın bir terör saldırısı olmadığını ve şüphelinin daha önce ruh sağlığı sorunları yaşadığını açıkladı.

Olay, Filipinlilere adanan Lapu Lapu Günü kutlamalarında meydana geldi. Vancouver Emniyet Müdür Vekili Steve Rai, zanlı Kai-Ji Adam Lo’nun daha önce hem polisle hem de sağlık yetkilileriyle ciddi psikiyatrik temasları olduğunu söyledi.

Bu gelişme, Avrupa’da geçmişte yaşanan benzer saldırıları yeniden gündeme taşıdı. Arabaların silah gibi kullanıldığı bazı olaylar terör saldırısı niteliği taşırken, bazıları akıl hastalığı temelli olarak değerlendirildi.

Almanya son hedeflerden biri

13 Şubat 2025’te Münih’te düzenlenen bir sendika mitingine yönelik araçlı saldırıda iki kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 39 kişi yaralandı. Saldırıdan sorumlu tutulan 24 yaşındaki Afganistan uyruklu bir sığınmacı gözaltına alındı. Savcı Gabriele Tilmann, zanlının aracı bilerek kalabalığın üzerine sürdüğünü kabul ettiğini açıkladı.

Bir diğer saldırı ise 20 Aralık 2024’te Almanya’nın Magdeburg kentindeki Noel pazarında yaşandı. Beş kişinin yaşamını yitirdiği, 200’den fazla kişinin yaralandığı olayın faili olarak, İslamiyet’ten ayrılıp aşırı sağcı AfD partisine yönelen Suudi Arabistan kökenli bir doktor tutuklandı.

Berlin, 2022: Kalabalığın üzerine sürülen araç

Haziran 2022’de 29 yaşındaki bir erkek sürücü Berlin’de aracını yayaların üzerine sürdü. Olayda bir kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Sürücünün Alman-Ermeni kökenli olduğu bildirildi.

2017: Avrupa’da araçlı saldırıların zirve yılı

Avrupa’da 2016 ve 2017 yılları, özellikle İngiltere ve İspanya’da yayalara yönelik araçla gerçekleştirilen saldırıların en sık yaşandığı dönem olarak kayda geçti.

Barselona, Ağustos 2017: Las Ramblas caddesinde minibüsle düzenlenen saldırıda 14 kişi hayatını kaybetti. Olayı IŞİD üstlendi. Aynı grup, Cambrils kasabasında benzer bir saldırı gerçekleştirerek bir kişiyi daha öldürdü.

Londra, Haziran 2017: 19 Haziran’da aşırı sağ görüşlü Darren Osborne, Finsbury Park Camii önünde ibadet edenlerin arasına minibüs sürdü; bir kişi öldü, 15 kişi yaralandı. Osborne ömür boyu hapisle cezalandırıldı.

Bundan kısa süre önce, üç saldırgan Londra Köprüsü üzerindeki yayalara minibüsle çarptıktan sonra Borough Market’te insanlara bıçakla saldırdı. Sekiz kişinin yaşamını yitirdiği saldırganlar olay yerinde öldürüldü.

Westminster, Mart 2017: Khalid Masood adlı bir saldırgan, Westminster Köprüsü'nde dört kişiyi aracıyla ezdi. Ardından Parlamento binasını koruyan bir polisi bıçakladı. Masood polis tarafından öldürüldü.

Berlin, 2016: Noel pazarına ölüm kamyonu

Aralık 2016’da, Almanya’da sığınma başvurusu reddedilmiş Tunuslu Anis Amri, Berlin’de bir Noel pazarına kamyonla girerek 13 kişiyi öldürdü, çok sayıda kişiyi yaraladı. Amri birkaç gün sonra İtalya’da güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürüldü.

Fransa, 2016: En ölümcül araçlı saldırı

14 Temmuz 2016’da Bastille Günü kutlamaları sırasında, Tunus doğumlu Fransız vatandaşı Mohamed Lahouaiej-Bouhlel, kiraladığı kamyonu yaklaşık iki kilometre boyunca Nice sahilinde sürdü. 86 kişinin hayatını kaybettiği bu saldırı, Avrupa’daki en ölümcül araçlı saldırı olarak kayıtlara geçti. Faillerden biri olay yerinde öldürülürken, sekiz kişi daha saldırıya yardım ettikleri gerekçesiyle mahkûm edildi.

Avrupa’daki ilk büyük ölçekli saldırı: Hollanda, 2009

28 Nisan 2009’da, eski bir güvenlik görevlisi olan Karst Tates, Hollanda Kraliyet Ailesi’nin katıldığı bir etkinlikte geçit töreni izleyen kalabalığın üzerine araç sürdü. Olayda altı kişi öldü. Tates’in hedefi, kraliyet mensuplarının bulunduğu açık otobüse çarpmaktı.

Düşük maliyet, düşük tespit riski

RAND adlı düşünce kuruluşu, 2021 yılında Avrupa Komisyonu için hazırladığı raporda, araçla gerçekleştirilen saldırıların eğitim ya da özel bir beceri gerektirmediğini, erken teşhis riskinin düşük olduğunu belirtti. Rapora göre bu saldırıların yaklaşık dörtte üçü Avrupa ve ABD’de gerçekleşti.

Bu saldırılar, Avrupa genelinde yerel yönetimlerin şehir merkezlerine direk, bank, beton bariyer ve çiçeklikler gibi fiziksel engeller yerleştirmesine neden oldu.