Medya kuruluşları, özellikle de yerel gazeteler, demokrasinin kalbi ve halkın sesi olma görevini üstleniyor. Ancak bugün bu kurumlar hayatta kalabilmek için bağışlara muhtaç hale geldiyse, ortada büyük bir sorun var demektir. Bu sorunun çözümü artık sadece okurların cömertliğine bırakılamaz. Devletlerin medya sektörüne destek vermesi, sadece bir gereklilik değil, aynı zamanda toplumun bilgiye ulaşma hakkını korumak için bir zorunluluktur.

Gazetecilik bir zamanlar toplumun saygı duyduğu, geçimini rahatlıkla sağlayan bir meslekti. Ancak günümüzün koşulları o kadar değişti ki, artık sektörde çalışan birçok kişi hayatta kalma mücadelesi veriyor. Eskisi gibi kazanamayan gazeteciler, başka mesleklere yönelmek zorunda kalıyorlar. Pek çok yetenekli gazeteci ya bu sektörü tamamen bırakıyor ya da başka işlerle geçimini sağlamak zorunda kalıyor. Bu, sadece bireysel bir kayıp değil, aynı zamanda toplumun bilgiye ulaşma kalitesinin de düşmesi anlamına geliyor.

Kendi deneyimime gelirsek, 2002 yılından bu yana İsviçre'de dergi, gazete ve internet siteleri vasıtasıyla gazetecilik yapıyorum. Ancak pandemi sonrası, sektör inanılmaz bir kan kaybetti. Eskiden gazetecilikten kazanç sağlayabiliyorken, bu süreçte para kazanmanın imkânsız hale geldiğini gördüm. Şu anda Pusula Swiss için her gün ciddi bir zaman ayırıyor olsam da, asıl geçimimi etkinlik ve organizasyon işleriyle sağlıyorum. Bu, birçok meslektaşımın da yaşadığı bir gerçek. Ancak sorumluluklarımız var: Toplumu bilgilendirmek, doğru haberi ulaştırmak ve demokrasiyi yaşatmak.

Türkiye'de TRT ve İsviçre'de SRF gibi devlet destekli medya kuruluşlarına sunulan desteğin, özel sektörde faaliyet gösteren medya organlarına da verilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Medya, toplumun omurgasıdır ve bağımsız kalabilmesi için devletlerin özel medya kuruluşlarına da finansal destek sağlaması gereklidir. Gazetecilerin emeğinin karşılığını alabilmesi ve bu sektörün sürdürülebilir olması için sadece bağışlara güvenmek yetersizdir. Bağışlar kısa vadeli bir çözüm olabilir, ancak kalıcı bir çözüm için devlet desteği zorunludur.

Gazetecilik, sadece haber üretmek değil, toplumun geleceğini şekillendirmek, doğruları ortaya çıkarmak ve demokrasiyi ayakta tutmak için yapılan bir meslektir. Bu yüzden medya dünyasına sahip çıkmak, yalnızca okurların değil, devletin de önemli bir sorumluluğudur. Kimileri, "Madem durum bu kadar kötü, neden başka iş yapmıyorsunuz?" diye düşünebilir. Ancak gazeteciler, benim de dahil olduğum tüm meslektaşlarım gibi, öncelikle topluma hizmet etmeyi amaçlayan ve maddi kazancı ikinci plana atan insanlardır. Gazetecilik bizim için sadece bir iş değil, bir görevdir. Sonuna kadar elimizden geleni yaparak topluma hizmet etmeye devam edeceğimizden kimse şüphe duymamalıdır.