Bu hastalık, 1980’lerde Vietnam Savaşı sonrasında tanınmaya başlanmış ve kişilerin yaşamlarını derinden sarsan bir durum olarak kabul edilmiştir.

Cenevre Üniversitesi Hastaneleri (HUG) bünyesinde görev yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Lamyae Benzakour, TSSB’nin genellikle ölüm, ağır yaralanma veya cinsel şiddet gibi olaylara maruz kalmanın ardından ortaya çıktığını belirtiyor. “Kişi, kendisinin veya bir başkasının yaşamını tehdit eden bir olaya tanık olduğunda ya da doğrudan yaşadığında travma meydana gelir,” diyor Benzakour.

TSSB yaşayan kişilerde sık görülen belirtiler arasında flashback’ler (olayı tekrar yaşama hissi), kaçınma davranışları ve aşırı uyarılmışlık (hipervijilans) bulunur.
Dr. Benzakour, “Geçmiş, sanki hâlâ yaşanıyormuş gibi bugüne sızar,” diyerek bu durumu özetliyor.

Bir mağdur, eski partnerinin uyguladığı şiddetin ardından yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Sanki o an tekrar olacakmış gibi hissediyorum. Bazı yerlerden ve kokulardan –özellikle sigara kokusundan– uzak duruyorum. Bu bir utanç, taşıdığım bir yük gibi. Açık bir yara… ve yalnızlık.”

Tedavi: Üç Aşamalı Terapi

Travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde temel yöntem psikoterapidir. Tedavi genellikle üç aşamada yürütülür:

1. Stabilizasyon: Kişinin güven duygusunu yeniden kazanması.
2. Duyarsızlaştırma: Travmatik anıların duygusal etkisinin azaltılması.
3. Rehabilitasyon: Kişinin normal yaşamına yeniden uyum sağlaması.

Gerekli durumlarda ilaç tedavisi de uygulanabilir. Mélanie, süreci şöyle tanımlıyor:

“Bu uzun bir yolculuk. Ama artık yaralarım eskisi kadar iltihaplanmıyor.”

TSSB’nin Etkileri

Travma sonrası stres bozukluğu, sadece ruh halini değil, aynı zamanda hafıza, uyku düzeni ve bilişsel işlevler üzerinde de ciddi etkiler yaratabilir. Kişi hem fiziksel hem de duygusal olarak sürekli bir tetikte olma hali yaşayabilir.

"Le Point J” programında yayımlanan bu röportajda, uzmanlar ve travma yaşamış kişiler, TSSB’nin günlük hayata etkilerini ve tedavi yollarını ayrıntılı biçimde anlatıyor.