2022’de yürürlüğe giren bu yasa ile birlikte, ev sahipleri her tadilat öncesinde bir komisyona başvurmak zorunda ve kira artışı belirlenen sınırları aşamıyor. Bu uygulama sayesinde toplu tahliyeler neredeyse sıfıra indi, ancak yatırımcılar ve mülk sahipleri yasa nedeniyle tadilat ve yeni projeleri askıya aldıklarını söylüyor.

Zürih, Bern, Luzern ve Kriens gibi diğer İsviçre şehirleri de benzer yasalar üzerine çalışıyor. Zürih’te Sugus evleri olarak bilinen toplu tahliyeler büyük protestolara yol açarken, Bern’de ise 50’den fazla kiracı evlerinden çıkarıldı. Lüks turizm merkezlerinden Zermatt’ta ise yerel halk ve çalışanlar için uygun fiyatlı konut bulmak giderek zorlaşıyor.

Yatırımcılar ve emlak sektörü temsilcileri, Basel’de uygulanan modelin yeni konut projelerini yavaşlattığını, enerji verimliliği için gerekli renovasyonları engellediğini ve konut arzını daraltarak uzun vadede kira fiyatlarını artıracağını öne sürüyor. Özellikle büyük sigorta ve emeklilik fonları gibi kurumsal yatırımcılar, Basel’deki yatırımlarını askıya aldıklarını duyurdu.

Öte yandan, kiracı hakları savunucuları, Basel’in modelinin düşük gelirli kesimleri koruduğunu ve spekülatif amaçlı kira artışlarını durdurduğunu belirtiyor. Ancak mevcut kiracıları korurken, yeni kiralık ev arayanlar için sorun yarattığı da kabul ediliyor. Basel hükümeti, yasayı daha esnek hale getirmek ve enerji dostu renovasyonları teşvik etmek için bazı düzenlemeler yapmayı planlıyor.

Diğer şehirler, Basel’in sistemine tam olarak katılmak yerine, farklı modeller geliştirmeyi planlıyor. Zürih, Basel’den daha esnek bir konut koruma yasası hazırlarken, Luzern ve Kriens’de mevcut yasalar üzerinde değişiklikler yapılması gündemde. Konut piyasasında dengenin nasıl sağlanacağı ve hem kiracıların korunup hem de yatırımların sürdürülebilirliğinin nasıl sağlanacağı İsviçre genelinde önemli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.